Parfums MDCI –
Invasion Barbare (2005)
Kelime
anlamı olarak kırıcı, kaba, vahşi, yabani ve ilkel anlamlarına gelen
"barbar" kelimesinin kökeninin Antik Yunan'a kadar gittiği rivayet
ediliyor. Eski Yunanlıların ve Romalıların, o dönemlerde kendileri gibi olmayan
ve yaşamayan kişileri, kabileleri ya da toplumları barbar olarak niteledikleri
sır değil. Tabii barbarlık kavramının yüzyıllar içinde çoğu halkın üzerine
yapıştırılan yafta gibi kullanıldığını da anlıyoruz tarih okumalarından.
Milattan
önceki dönemlerde Çinlilerin, Orta Asya'da kabileler halinde yaşayan Türkleri
ve o coğrafyadaki insanları barbar olarak görmeleri şaşırtıcı değil. Hatta bu
barbarlık yaftası Türklerin üzerinden uzun zaman silinememiş bir türlü. Orta
Çağ Avrupasında bile Türklerin barbar oldukları ve hatta ailelerin çocuklarını
bile "seni barbar Türklere veririm" diye korkutmaları işin trajik
yanı. Genellikle batı dünyası için, doğuda yaşayan vandallar olarak görülen
kabileler, M.S. 350 yılları civarında büyük bir göç dalgası ile Avrupa'ya girmiş
ve kıtanın bütün dengesini değiştirmişti. Vizigotlar, Ostrogotlar, Vikingler ve
diğerleri, tarihin akışını değiştiren barbar kavimler olarak düşünülüyor.
Barbarlık
ve vandallık, 21. yüzyıl dünyasında farklı şekillerde karşımıza çıksa da, dünya
insanlarının bilinçaltında her zaman için derin izler bırakmış.
"Parfümlerle ne ilgisi var bu anlattıklarının Parfüm Merakı"
dediğinizi duyar gibiyim. Bence de barbarlık ile parfümlerin hiç ilgisi yok ama
ismi "Barbar Saldırısı" olan bir koku karşımıza çıkıverdi 2006
yılında. Fransa merkezli niş parfümevi
Parfums MDCI oldukça tartışılan, hakkında güzel yorumlar olan Invasion
Barbare'i genç parfümör Stephanie Bakouche'e emanet etti. Bayan Bakouche'un
ismi, büyük üstatların yanında fazlaca geçmese de, bu iddialı parfümün
tasarımına imza atmış gibi görünüyor. Kariyerinde L'Artisan Parfumeur için Rose
Privee dışında başka ses getiren parfüm yaratamamış gibi görünse de, Parfums
MDCI niş parfümevi ona güvenmiş ve ortaya nostaljik fujer severlerin ilgisini
çeken bir eser ortaya çıkmış.
Parfums
MDCI gibi niş parfümevi için oldukça amatörce hazırlanmış internet sitesinde
Invasion Barbare'ın oryantal karakterine güçlüce vurgu yapılmış. Oryantal
eğreltiotu, baharat ve aromatik yapısı olduğundan bahsedilmiş. Zaten parfümün
daha ilk saniyelerinden itibaren eğreltiotu vurgusunun ne kadar doğru olduğunu
anlıyorsunuz. Evet Invasion Barbare'in, erkeksi, şık ve sofistike olduğunun
deklare edilmesi benim için çok anlamlı değilse de, bu kadar övgüler alan ve
çok konuşulan parfümü denemekten mutlu olduğumu belirtmeliyim.
Lafı
uzatmadan geçeyim "Barbar Saldırısı"na. Parfümün başlangıcında eski
tarz erkeksi keskin lavanta karşılıyor beni. Lavantaya erkeksi ve tozlu
sayılabilecek bergamot da eşlik ediyor. Başlangıcı yeterince fujer, yüksek
kaliteli, eski ve güzel. Her ne kadar böylesine verilmiş lavanta benim için
fazla olsa da yine de beğendim kalite hissiyatını üst notaların. Orta kısımda
hiç şaşırmadığım değişiklikler oluyor. Lavanta, ana yapıdaki yerini sürdürüyor.
Yeşil lavantaya aromatik otlar (kekik), baharatlar (kakule ve zencefil) ve
plastiğimsi deri eşlik etmeye başlıyor. Tenimde sabunsu menekşe hissiyatına
doğru kayan orta bölümün en rahatsız edici tarafı uyumsuz plastiğimsi deri.
Kompozisyona neden eklendiğini anlayamadığım bu deri, hem fujer karakterine ket
vuruyor hem de yapaylık oluşmasına neden oluyor. Zengin ama karmaşık ve
tutarsız orta bölümü sevdiğimi söyleyemem. Geleyim sonlara. Alt notalarda fujer
yapı devam ediyor ama koku oldukça zayıflıyor. Kapanışta misk, biraz vanilya ve
yumuşak kremsi menekşe ile orta kısma göre daha makul şekilde tenden ayrılıyor.
Vanilyamsı menekşe yine fazla tatlı değil. Son kısım sakin ve rafine.
Invasion
Barbare, tam bir eski tarz İngiliz Züppesi kokusu. Erkeksi, nostaljik, maço ve
atipik. Tatlılığa pek yüz vermeyen bu retro fujerin bende uyandırdığı his şu:
Lavantalı, menekşeli, sabunsu, derili, anasonlu, baharatlı bir takım elbise
kokusu. Günümüzün yeni nesil bol tatlı-şerbetli baharatlı oryantalleri ile
uzaktan yakından ilgisi olmayan, nevi şahsına münhasır, duruşu ve karakteri
olan, soylu, asil, resmi ve ciddi bir parfüm. O, erkeksiliğin ve klasik Fransız
modasının bir ürünü adeta.
1960'lı
yıllardan yanlışlıkla 2006 yılına ışınlanmış uzay-zaman yolcusu gibi duruyor
Invasion Barbare. Dumansı, lavantalı, menekşeli fujerlerin hakimiyetindeki eski
dünyanın bir oyuncusu. Kendisine arkadaş olarak Sartorial veya Mouchoir de
Monsieur'un eşlik edebileceği, biraz derinlere inersek efsanevi kült Brut ile
yakından akraba çıkabilecek bir kardeşimiz. Caron Pour Homme ile de ara ara
takılabilir Invasion Barbare. Aman yadırgamayın çünkü karakteri böyle. Nasıl ki
Britney Spears ile Leonard Cohen'i aynı sahnede düşünemezsek, 1 Million ile de
Invasion Barbare'yi aynı karede düşünemeyiz. Olmaz arkadaşlar zorlamayın doku
uyuşmazlığı var.
Bence
Invasion Barbare'e en yakın parfüm yukarıda da değindiğim üzere Penhaligon's'un
erkeksi fetişi Sartorial. Alfa veya baskın erkek kokusuna meraklı ve hafiften
eşcinsel karşıtı, Amerikan Cumhuriyetçilerine oy veren Orta Amerikalı tutucu ve
silahlara meraklı kovboy kılıklı erkeklerin kokusu olabilir Invasion Barbare.
Hey, Mr. Bush; Teksas'taki çiftliğinde kullanman için sana bir parfüm daha
buldum. Umarım beğenirsin!
Bu
tarz menekşeli, sabunsu lavantalı, baharatlı, fazlaca maço unsurları öne
çıkaran kokulara gıcık değilim ama kendime yakın bulamıyorum. Sanki benim için
değil de 63 yaşındaki dayıma daha çok uyacağını hissediyorum böyle kokuların.
Onun içindir ki uzun zamandır merak ettiğim bu arkadaş için harika övgüleri
arka arkaya sıralamayacağım. Onun yerine şunu yapayım: "Denemeden almayın,
pişman olmayın" klişesini tekrar edeyim ve aradan sıyrılayım.
Sonbahar-kış
mevsiminde kullanmak için daha uygun bence. Luca Turin'in kitabında Invasion
Barbare, baharatlı odunsu olarak sınıflandırılmış. Beş üzerinden beş verilerek
en iyi parfümler listesine alınmış. Bir kere daha beni şaşırtıyor bay Turin
verdiği notla. Fakat yine de değerli abimize saygıda kusur etmemek gerekiyor.
Eau
de Parfum (EDP) formundaki Invasion Barbare, anlaşılacağı üzere tam bir erkek
parfümü. "Yok benim alt komşu söylediydi, uniseks kullanıma uygunmuş
Parfüm Merakı" derseniz size cevabım Funda Arar'ın o can alıcı bedduası
olur: "Aşksız kal, aşksız kal, aşksız yalnııııızzz"
Not:
Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.
Koku
Güzelliği:10/6
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder