Lancome – La Vie
Est Belle (2012)
Her
yenilgi yeni bir başlangıç fırsatı verir aslında bize. "Hayat
Güzeldir" iyimserliği, kötümserlikten baskın gelir çoğu zaman. İnsanın
mutluluğu arama içgüdüsü, ona ulaşma yollarını arama tutkusu muhtemelen hiç
bitmeyecek bir çaba. Merkezini mutluluktan alan bir hayat hepimizin amacıdır
çoğu zaman. Dönemin "çağdaş yaşam evliyaları" tarafından verilen
öğütler, bazen zihin dünyamızda başlar, fizik ötesi tarafa doğru gider. Belki
de mutluluğun sırrı dünyevi arzulardan sıyrılmakla mümkün olacaktır.
Felsefeyle
hiç ilgisi olmayan parfümcülük de ise işler hiç olmadığı kadar hızlı gelişiyor.
Birbiri ardına çıkan onlarca parfüm artık başımızı döndürüyor. Bu sektörün en
önemli ve iddialı markalarından Lancome'da yeni parfümleri ile " bu yolda
bende varım" demeye çalışıyor. 2012 yılında yeni piyasaya sürdükleri kadın
parfümü La Vie Est Belle, büyük bir tanıtım kampanyası ile satışa sunuldu. Bu
iddialı parfümün resmi tanıtım yüzü olarak ünlü oyuncu Julia Roberts görev
aldı. Parfümün isminin çevirisi olarak "Hayat Güzeldir" mottosu
karşıma çıktığında pek şaşırmadım. Hatta daha da ilgimi çekti.
Parfümün
tanıtımındaki "Hayatın ve mutluluğun felsefesi veya hayatın güzelliğine
yönelik evrensel bir bildiri" cümlesi, La Vie Est Belle'in amacını bize
açıklıyor. Tabii bir parfümden derin felsefi mesajlar beklemek çok doğru değil.
Zaten La Vie Est Belle'in, bir hazır tüketim nesnesi olarak arkasında felsefi
geri plan olduğunu düşünmüyorum. Fakat parfümün resmi tanıtımındaki
"Hayatın ve mutluluğun felsefesi" cümlesi, bizi bu yönde düşünmeye
sevk edebilir. Yine kendi tanıtımlarında şöyle diyorlar: "Doğal ve en asil
içerikler ile Eau de Parfum (İris çiçeği konsantresi, yasemin ve zambak özü,
portakal çiçeği özü, paçuli esansı) içinde hoş bir zarafet yatar. Fransa'nın
önde gelen üç parfüm tasarımcısının eşsiz imzasıyla özel olarak Lancôme adına
yaratılmıştır."
Kendi
sitelerinde La Vie Est Belle'in gurme tarzına vurgu yapılmış. Hatta süsen
(iris) çiçeği merkezli gurme olduğundan bahsedilmiş. Parfümü üzerime sıktığımda
karşıma tatlımsı ve lezzetli meyveler çıkıyor. Karanlık ve koyu sayılabilecek
meyveler, karamel ile müthiş birleştirilmiş. Ekşimsi kirazlı hissi veren
şekerli üst notalar nefis olmuş. Başlangıcını sevdim. Orta bölümde meyvemsilik
biraz geri plana geçerken ortaya çiçekler çıkıyor. Süsen, yasemin ve diğer
çiçeklerin karışımıyla, kadınsı tarafa iyice kayıyor ana eksen. Başlangıçtaki
kadar tatlı devam ediyor orta bölüm. Biraz da portakal çiçeği algılıyorum. Bu
kadar çiçeksilik bana fazla geliyor ve orta kısmı "eh işte" olarak
değerlendiriyorum. Geleyim son kısma. Parfümün alt notalarında parlak ve yapay
paçuli ortaya çıkıyor ki aman benden uzak olsun. Vanilya ciddi anlamda destek
veriyor paçuliye ama ne fayda. Son kısmı her seferinde baş ağrılarımı harekete
geçirmeyi başarıyor. Benim için çok rahatsız edici olan kapanışını hiç sevmedim.
La
Vie Est Belle, kendi tanıtımlarında bahsettikleri gibi gurme karakterine yakın.
Başlangıcından tenden ayrılana kadar fazlaca tatlı hatta şekerli. Parfümün ana
aksını tatlımsı meyveler, şekerli çiçekler ve paçuli-vanilya ikilisi
oluşturuyor. Başlangıcındaki harika aroma Thierry Mugler'in müthiş parfümü
Angel'a (kadın versiyonu) oldukça benziyor. Zaten parfümü ilk kullandığımda
büyük heyecan yaşadım ama sonrasındaki dönüşüm hayal kırıklığı yaşattı. Nerede
Angel'ın o etkileyici ve doğal hali nerede La Vie Est Belle'in orta kısımdan
itibaren sıradanlaşmaya başlayan kokusu.
Günümüzün
modern tatlımsı kadın parfümlerine rakip yaratmayı düşleyen Lancome, La Vie Est
Belle ile bence iyi iş çıkaramamış. Tabii şunu da söylemek lazım. Bu parfümü
kadınlar muhtemelen oldukça sevecekler. Hatta çok satanlar listelerine girmesi
de zor değil. Çünkü gerçekten cazibeli, çarpıcı, kadınsı, etkileyici kokuyor.
Ama aynı zamanda başlarını saymazsak, gayet yapay, diğer kadın parfümlerini
andıran, yenilik taşımayan yanları mevcut. Bu parfüm, kalabalık ortamlarda
dikkat çekmek isteyen kadınların başvurabilecekleri bir silah olabilir. Aynı
Hypnotic Poison gibi. Çünkü La Vie Est Belle, iddialı, saldırgan, oda dolduran,
tam bir koridor kokusu. Bu parfümü kullanıp, etrafta salınan bir kadının ilgi
çekmemesi zor gibi. Eğer amaç buysa rahatlıkla işinizi görecektir. Fakat yüksek
kaliteli olmayan, biraz piyasa işi tarafını kabullenecekseniz siz bilirsiniz.
Elçiye zeval olmaz.
İlk
kullanmamdan itibaren La Vie Est Belle'in, Angel ile olan benzerliği dikkatimi
çekti. Özellikle başlangıçları yakın olan iki parfüm, orta notalardan itibaren
ayrılıyorlar. Angel daha karanlık devam ederken, La Vie Est Belle, çiçeklerin
etkisiyle feminen yanını gösteriyor. Paçuli kullanımı Angel'da müthiş iken, La
Vie Est Belle'de ise başarısız. Çikolatamsı-karamelli yapı Angel'da gayet
lezzetli verilmişken La Vie Est Belle'de vanilya merkezli verilmiş ama çok ilgi
çekici değil. Evet iki parfümün kokuları tıpatıp aynı olmasa da, La Vie Est
Belle'i, Angel'in açtığı yoldan gitmeye çalışan bir parfüm olarak
görüyorum.
La
Vie Est Belle, yeni nesil bol tatlı, karamelli, vanilyalı, kadın parfümü
örneklerinden birisi. Her özel günde, kız arkadaşlarına ya da eşlerine hediye
alma zulmü yaşayan erkeklerin, bu sorununa La Vie Est Belle çözüm olabilir.
Parfümün ismi "Hayat Güzeldir" anlamına gelse de onun bana sunmayı
vaat ettiği hayatı pek güzel bulmadığımı belirtmeliyim.
Parfümün
tasarımcısı olarak Olivier Polge, Dominique Ropion ve Anne Flipo gibi üç şöhretli
isim karşımıza çıkıyor. Eau de Parfum (EDP) formundaki kokusu gerek kalıcılık
gerekse fark edilirlik anlamında gayet yeterli. Soğuk kış günlerinde kullanmak
isabetli olacaktır. Yaş olarak ise genç kız işi gibi görünmüyor. Daha 30'lu yaşların
kadınlarına yakışacağını düşünüyorum.
Koku
Güzelliği:10/6
"Onun bana sunmayı vadettiği hayatı pek güzel bulmadım" yorumunuz beni benden aldı. Ben de size katılıyorum,otuz yaşında bir kadın olarak, bu denli şekerli pembiş "cici kız" konularındansa Hermes Eau De merveilles gibi tuzlu bambaşka kokan parfümlerin bana sunduğu hayatı tercih ederim. Sevgiler...
YanıtlaSil"Pembiş cici kız" ifadenize de ben bayıldım :) Daha iyi anlatılamazdı.
Sil