Chanel – Cuir de
Russie (1927)
Bu
hikayeye nereden başlayayım bilemiyorum. Anlatacak çok fazla şey var fakat
yazının uzun olmasını istemediğim için özet geçeceğim. Yine de şunu söylemeliyim
ki Cuir de Russie parfümünün öyküsü, ismini aldığı Rusya'nın tarihi kadar
karmaşık, tutkulu, romantik ve ilginç.
1900'lü
yılların başında 1. Dünya Savaşı'nın da etkisiyle ekonomik ve siyasi olarak
büyük çalkantılar yaşıyordu Rusya. 1. Dünya Savaşı’na bütün gücüyle katılan
Rusya İmparatorluğu, savaşın sonlarına doğru halk ihtilali yaşadı kendi içinde.
Savaşın büyük zararlarından bıkan halk ve Bolşevikler, Çarlık Rusya'sını
yıkarak, yerine halk cumhuriyetini kurdular. Rusya'yı uzun süre yöneten Çar ve
ailesi, ülkeden ayrılmak zorunda kalmıştı. Devrimden sonra ülkeden kaçamayan
Çar ailesinin fertleri, devrimi yapan Bolşeviklerce yakalanıp, öldürüldüler.
Kaçabilenler ise genellikle Avrupa ülkelerine sığındılar. İhtilal zamanlarında,
artık orada yaşamasının çok riskli olduğunu anlayan Çar II. Nikolay'un akrabası
Grand Duke Dimitri Pavlovich, soluğu Fransa'da aldı. Çarlık Rusyası’nda Dük
olan ve soylu-yönetici sınıfına mensup Dimitri Pavlovich, canını kurtarmıştı
ama koca Fransa'da yapayalnızdı. İşi ve geliri yoktu. Bir süre, Rusya'dan
kaçarken yanında getirdiği altın ve mücevherleri satarak yaşadı. Sonrasında
elindekiler tükenmeye başlayınca zor günler onu bekleyecekti. Bu arada belki de
hayatının en büyük şansını yakaladı ve bir kadınla tanıştı. Bu kadın, onun
hayatına giren en önemli kişi olacaktı.
Gabriel
Coco Chanel, 1. Dünya Savaşı öncesinde ilk butiğini açmış ve Paris'te moda
alanında ismini duyurmaya başlamıştı. Bayan Chanel'in hareketli ve lüks hayatı,
baş döndürücüydü. Fransa ve Avrupa sosyetesinin o zamanki buluşma adresi olan
Paris şehri bir yıldız gibi parlıyordu. Coco Chanel, şehrin en güzel restoranlarında
dostlarıyla yemekler yiyor, eğlencelere katılıyor ve herkese kendisinden söz
ettirmeyi başarıyordu. Ve günlerden birgün, Coco Chanel, ülkesinden kaçıp,
Paris'e yerleşmiş Rus soylusu Dimitri Pavlovich ile tanıştı. Kısa süre sonra
ilişkileri tutkulu bir aşka dönüştü. İlişkilerini herkesten saklamaya çalıştılar.
Fakat Paris'in gece hayatında çabucak kulaktan kulağa yayıldı bu aşk.
Derler
ki Coco'nun sevgilileri arasında en çok bağlandığı kişilerdendi Dimitri
Pavlovich. Aslında ikisi de birbirine muhtaçtı tam o sıralarda. Dimitri
Pavlovich, eski şaşalı ve zengin hayatının özlemini çekerken Coco ile
yakınlaşmıştı. Bayan Chanel ise aradığı aşkı bu Rus asilzadesinde bulmayı
umuyordu. Hatta Coco Chanel'in ünlü parfümü No.5'i, sevgilisi Dimitri
Pavlovich'in kendisini beğenmesi için yaptırttığı ve onunla buluşmalarında bol
bol No.5 kullandığı rivayet ediliyor.
Tarih,
1927'yi gösterdiğinde, Coco Chanel, büyük aşkına karşılık bir parfüm sipariş
edecekti efsane parfümör Ernest Beaux'a. Tabii tahmin edebileceğiniz gibi bayan
Chanel'in Cuir de Russie isimli parfümünün ilham kaynağı Dimitri Pavlovich'ti.
Parfümün ismindeki Rus vurgusu, açıkça Dimitri Pavlovich'in Rus kökenli
olmasına yönelikti. Belki de Coco Chanel, bu büyük aşkını, Cuir de Russie
isimli parfümüyle ölümsüzleştirmek istemişti. Tam da bir kadının yapacağı gibi.
O, her ne kadar moda endüstrisinin en önemli yıldızı olsa da hayatının sonuna
kadar aşkı aramıştı ve aşkı arzulamıştı.
İşte
sevgili dostlar, bugünkü inceleme konum olan Cuir de Russie, köklerini tarihten
alan önemli bir parfüm. Aynı Jicky gibi, No.5 gibi L'Heure Bleue gibi Shalimar
gibi çok farklı bir yere sahip kokuların dünyasında. Cuir de Russie, 1927
yılında Ernest Beaux tarafından yaratıldıktan sonra, formülünde ufak
değişiklikler yapılarak 1980'li yıllara kadar geldi. 1983 yılında, Cuir de
Russie'in Jacques Polge tarafından kapsamlı şekilde yeniden formüle edildiği
bilgileri mevcut. Sonrasında, 2007 yılında Chanel'in özel parfüm serisi olan
"Les Exclusifs" üyesi olarak koleksiyona eklendi.
Kendi
sitelerinde sıcak oryantal olarak sınıflandırılmış Cuir de Russie. Parfümü
üzerime sıktığımda oldukça tanıdık bir kokuyla karşılaşıyorum. Bu aldehitler,
yoksa... Evet kendisinden altı yıl önce piyasaya sürülen No.5'ın başlangıcına
oldukça benziyor Cuir de Russie. Neredeyse aynı aldehitler, pudralı beyaz
çiçekler ve sabunsuluk. Çiçek olarak sümbül, yasemin ve ylang ylang olabilir.
Başlangıcı, kimilerinin yaşlı teyze kokusu diyebileceği eski tarz pudralı
çiçekler ile gerçekleşiyor. Çok rafine, pürüzsüz ve dişi. Bu tarz kokuları
kendime yakın bulmasam da saygı duyulası açılışı var Cuir de Russie'in. Orta
kısımda pudramsı his azalıyor. Kadınsı-sabunsu beyaz çiçeklerin yerini bu sefer
müthiş uniseks çiçekler alıyor. İris (süsen) orta notaların yıldızı. Hiç Dior
Homme'a aklınız gitmesin çünkü buradaki iris, portakal çiçeği ile harmanlanmış.
Ve ortaya nefis, lezzetli çiçeksilik çıkmış. Orta bölümde biraz hayvansallık
hissediliyor fakat neyse ki abartılı değil. Sanırım hayvansallık, beyaz misk
ile verilmiş. Orta bölümü hafiften kadınsı bulsam da açılışına göre çok daha
fazla sevdim. Son kısım belki de en iyi yeri. Lezzetli misk alt notalarda yine
önemli rol oynuyor. Biraz yumuşak tütün, odunsu notalar ve hafiften de
vanilyanın dokunuşu ile harika bir kapanış yapıyor Cuir de Russie.
Şimdi
diyeceksiniz ki "Parfüm Merakı, parfümün adı Cuir (deri), sen bir kere
deri demedin." Çok haklısınız. Parfümle ilgili yorumları okuduğunuzda çoğu
kişinin deriden bahsettiğini görürsünüz. Deriden bahsetmedim çünkü bence Cuir
de Russie, deri üzerine değil, çiçekler üzerine kurgulanmış. Tabii parfümün 88
yaşında olduğunu düşünürsek, belki ilk formülasyonu deri bakımından daha
güçlüydü. Fakat benim denediğim son formülasyon Cuir de Russie, aldehit destekli
beyaz çiçeklerin etkisinde. Deri ise çiçeklerle ustaca harmanlanmış olarak
sunuluyor bizlere. Yani Cuir de Russie'i deneyip, safkan bir deri ceket kokusu
beklemeyin. Daha ziyade kadın tarafına kayan beyaz çiçeklerin egemenliğinde
olduğunu söyleyebilirim.
Cuir
de Russie, zaman zaman kontrollü hayvansı yanını gösteren zaman zaman
miskli-odunsu gibi davranan zaman zaman ferah sayılabilecek portakal çiçeği-iris-yasemin-sümbülteber
ekseninde dolaşan, çiçeksi deri parfümü. Çoğu yerde kadın parfümü olarak
geçmesi gayet normal. O, hissedilir oranda kadınsı kokuyor. Erkek kullanımı
için biraz zorlamak gerekebilir. Cuir de Russie için yorum yazmış bir
parfümseverin onu "No.5'in erkeksi haline" benzetmesi gayet yerinde. Bende
de iki parfümün ciddi anlamda birbirini andırdığı izlenimi oluştu. Acaba No.5'i
seven fakat fazla kadınsı bulan erkekler, Cuir de Russie'i kullanabilirler mi? Neden
olmasın.
Şahane
kullanılmış portakal çiçeği olabileceğin en iyisi. Hem ferah hem rafine hem de
müthiş gerçekçi. Orta kısımdaki iris ile portakal çiçeğinin işbirliği
anlatılmaz, yaşanır. Başlangıçtaki sabunsu beyaz çiçek cümbüşünden kurtulan
orta notalar, parfümün tamamı gibi yüksek kaliteli. Yapaylığın hissedilmediği
parfüm, eski Chanel klasiklerinden bir esinti olarak burnunuzu okşuyor. Evet
benim kullanabileceğim yapıda değil fakat bu tarz kokuları seviyorsanız,
hayatınızın aşkıyla tanışabilirsiniz.
Benim
kullandığım güncel EDT versiyonuydu. Şu an hala Les Exclusifs serisine ait.
Onun içindir çok az yerde bulunabilen, niş parfümlerle fiyat ve kalite
anlamında başa çıkabilecek, Carnal Flower ve Fracas'a meydan okuyabilecek,
Apom'a yaklaşabilecek az sayıdaki parfümden birisi Cuir de Russie. Sevgili
kadınlar, ona dikkat edin.
Parfüm
eleştirmeni Luca Turin'in kitabında lüks deri olarak sınıflandırılan Cuir de
Russie, beş üzerinden beş puan alarak, en iyi parfümler listesine girmiş.
EDT
olmasına rağmen kalıcılığı çok iyi. Ertesi gün bile hem kıyafette hem de tende
hissediliyor. Farkedilirliği çok yüksek değil. Yaş olarak ise en az otuz ve
üzerindeki kadınları hedeflediği sır değil. Sıcak yaz mevsimi dışında her zaman
kullanılabilir.
Not:
Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.
Koku
Güzelliği:10/7.5
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder