Versace –
L’Homme (1984)
Üzüntüleri,
trajedileri ve ölümleri, hayatın monotonluğuna, Allah’ıın küçük müdahaleleri
olarak düşünürüm. Hayatın hep tozpembe, güzel ve mutlu geçmesi, bir süre sonra bezdirici
ve dejenere edici olacaktır bence. Hiç beklemediğimiz zamanda bir yakınımızın
kaza haberinin gelmesi, ya da çok sevdiğimiz sinema sanatçısının ani ölümü,
hayatın günlük koşuşturmacası içinde, kısa süreli de olsa bazı farkındalıklara
sebep olur. Çünkü ölüm her zaman için korkutucu, soğuk ve karanlıktır. Ve
aslında ölüm çok yakınımızdadır, başucumuzdadır çoğu zaman.
1997
yılında moda dünyası büyük bir şok yaşamıştı. 1978 yılında kurduğu Versace
modaevini, kısa zamanda küresel bir lüks marka haline getiren Gianni Versace,
Miami'deki malikanesinin önünde, kuşkulu bir şekilde öldürüldüğünde, dünyanın
gözü merdivenlerde yatan Gianni Versace'in cansız bedenine çevrilmişti. Modanın
altın çocuklarından olan Gianni Versace, en verimli çağında, hayatını
kaybetmişti. Eğer ölmeseydi, belki de, kendi elleriyle kurduğu Versace
markasını daha yukarılara taşıyacaktı.
Bay
Versace'in büyük vizyonu, zaten markanın küresel oyuncular arasına girmesini
sağlamıştı. Hazır giyim üzerine tasarımları dünya sosyetesinin akın ettiği
butikleri süslerken, 1981 yılında ilk kadın parfümünü de piyasa sürdü Gianni
Versace. Çok büyük ses getirmeyen ilk parfümü Gianni Versace for Women'in
ardından ilk erkek parfümleri Versace L'Homme 1984 yılında piyasaya sürüldü.
Versace'in ikinci parfümü olan L'Homme, zamanın ilgi çeken erkek kokularından
birisi olmuştu. Fakat hiç bir zaman rakipleri Chanel Pour Monsieur, Eau Sauvage,
Polo Classic kadar şöhretli olamadı. Yine de parfümseverlerin en çok sevdiği
Versace'lerden birisi olmayı başardı.
Versace
L'Homme, 1980'lerin koku trendlerinin tipik örneğiydi. Deri-şipre tarzına yakın
Versace L'Homme'u, klasik parfümlere oldukça meraklı birisi olarak epeydir
merak ediyordum. Ve yine şanslıyım ki, bu erkek parfüm klasiğinin eski
formülasyonuna sahip oldum. Yeni formül L'Homme'ların genellikle beğenilmediği
ve eski formül L'Homme'un kullanılmasını tavsiye eden bir çok parfümsevere rastlayabilirsiniz
çeşitli platformlarda. Sanırım yeni L'Homme ciddi bir reformülasyon geçirmiş ve
eskisini aratır hale gelmiş. Zaten büyük ihtimalle L'Homme'un üretimi de
Versace tarafından bitirilmiş durumda. Gerçi hala Türkiye ve Dünya'daki bir çok
sitede bulunabiliyor fakat ilerleyen yıllarda bulunması çok zor olacak
parfümler kervanına katılacağa benziyor. Onun için eğer bu tarzı sevenlerdenseniz bir
yolunu bulup, Versace L'Homme'u denemenizi tavsiye ederim.
Gevezeliği
bırakıp, parfümün kendisine geçeyim artık. Fragrantica'da deri sınıfına
konulmuş L'Homme. Parfümü üzerime sıktığımda karşıma eski tarz turunçgiller
çıkıyor. Limon, bergamot ve aromatik otlardan oluşan üst notaları harika
L'Homme'un. Eski kafa klasiklerin neredeyse aynısı üst notalar çok doğal, nostaljik,
ferah ve mis gibi. Kimilerinin eski limon kolonyalarına benzeteceği üst
notalar, Eau d'Hermes, Acqua di Parma Colonia, Yves Saint Laurent Pour Homme
düzleminde. İlerleyen dakikalarda kokuda büyük değişim olmuyor. Tozlu-otsu
limonun önderliğinde devam eden turunçgillere, biraz meşe yosunu ve tozlu
baharatlar ekleniyor. Karanfil ve tarçın olduğunu düşündüğüm baharatlar çok öne
çıkmıyor. Ayrıca keskin ve tatlı da değiller. Parfümün ilk bir saatlik kısmı
böyle devam ediyor. İkinci kısımda baharatlar geri çekilirken, limonsu tozlu
turunçgillere hatırı sayılır oranda deri katılıyor. Bu andan itibaren aromatik
ve neredeyse ferah deri başrole geçiyor. Çok güzel bir vetiver de arka planda
hissediliyor. Deri hafiften hayvansal kokuyor ama bir Eau d'Hermes'teki kadar
bariz değil. Vanilya derinlerde bir yerde gizlenmiş. Ancak çok dikkatli koklanırsa
fark ediliyor. O da neredeyse hiç tatlılık barındırmıyor. İşte parfümün ikinci
kısmı da bu şekilde gerçekleşiyor. Deri, vetiver, vanilya ve meşe yosunu ile
desteklenmiş limonun verilişi gayet başarılı.
Versace
L'Homme, günümüzde görmeye alışık olmadığımız erkeksi bir kurulukta ve
tozlulukta ilerliyor. Limonun verilişi çok rafine ve asil. Blenheim Bouquet
tarzı limon, gayet aristokratik, ciddi ve şık. 1980'lerin şiprelerinin
neredeyse tamamında görülen bu tarz limonun, 1984 çıkışlı L'Homme'da da
kullanılmış olması gayet normal. Genç arkadaşların muhtemelen burun bükeceği bu
limonsuluk, eski dünyanın yüksek kaliteli kolonyalarını anımsatıyor. Bence
başlangıç kısmı nefis. Fesleğen önderliğindeki aromatik otlar, yapaylıktan uzak
ve limona müthiş bir hava katıyor. Aromatik otlar, kokuyu ferahlıktan biraz
daha ilkbahar kullanımına yaklaştırıyor. Başlardaki meşe yosunu yine güzel bir
sürpriz yaparak sınırlı da olsa kendisini gösteriyor. Baharatlar, tam olması
gerektiği gibi.
Parfümün
ikinci kısmı, derinin hakimiyetinde gerçekleşiyor. Otsu limon sonlara doğru
etkisini kaybediyor. Deriye, koku tenden uçana kadar vanilya ve meşe yosunu
eşlik ediyor. Deri sert ve kaba değil, gayet kibar, yumuşacık, kadifemsi ve
rafine. Parfümün başlangıcındaki nota zenginliği ve coşku, ikinci bölümde pek
olmasa da hala kaliteli ve yapaylık yok. Diyebilirim ki Versace, L'Homme ile
hiç de fena iş çıkarmamış.
Şu
bir gerçek ki, L'Homme, günümüzün parfüm trendlerine çok uzak ve bihaber. Hatta
umurunda bile değil. Çünkü o, geleceğin değil, geçmişin, eski dünyanın, soğuk
savaş yıllarının, takım elbise giyilen toplantıların, şıklığına önem veren
centilmenlerin, maço olmayan erkeksiliğin, kibarlığın kokusu.
Evet
o kesinlikle ucuz maçolardan değil. Sert erkeklerin kokusu da değil. Motosiklet
çetesi üyelerine de uymayacaktır. O, Antaeus, Fahrenheit, Yatagan veya Bandit
kadar karanlık, sert, acımasız ve ödünsüz değil. Parlak, açık, uzlaşmacı,
demokrat, naif, yakışıklı, karizmatik, Akdenizli İtalyan şıklığının parfümü.
Eğer New York, Eau de Guerlain, Derby, Bois du Portugal gibi parfümleri
seviyorsanız, L'Homme'a mutlaka şans vermelisiniz. Muhtemelen pişman
olmazsınız.
Yukarıda
da bahsettiğim gibi L'Homme'un eski formülasyonunu bulabilirseniz çok
şanslısınız. Ülkemizde olacağını pek sanmıyorum ama yurtdışı merkezli açık
arttırma sitelerinde bulunabilir. Yeni yani güncel formülasyonu çoğu kişi
beğenmemiş ve vasat olduğunu belirtmiş. Artık bundan sonrası da biraz sizlere
düşüyor. Her şeyi Parfüm Merakı'ndan beklemeyelim :)
Parfüm
kritikçisi Luca Turin, Versace L'Homme'u turunçgil zencefil olarak
sınıflandırmış. Beş üzerinden dört puan vererek oldukça beğenmiş. Ben de bu
notunda bay Turin'e tüm içtenliğimle katılıyorum.
Aralık
ayının ılıman sayılabilecek günlerinde kullandığım L'Homme, ilkbahar-sonbahar
döneminde kullanmanın iyi fikir olacağını düşündürttü bana. Başlangıcındaki
ferah limonsu yapı, çok soğuk kış günleri için kullanışlı olmayabilir.
Sonlardaki deri ise sıcak yaz günleri için uygun olmayabilir. Bence en güzel
kullanım dönemi bahar aylarıdır diyorum. Yaş olarak ise 35 hatta 40'ına gelmiş
erkeklerin tercih etmesinde fayda var. Genç delikanlı kokusu değil. Belli bir
yaş ve olgunluk istiyor.
Not:
Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.
Koku
Güzelliği:10/8
Yurt dışından parfüm ne şekilde elinize ulaşıyor ? Paylaşırsanız sevinirim.
YanıtlaSilYurtdışından parfüm almak, geçtiğimiz yıllarda çıkan bir genelge ile yasaklandı. Durumda bir değişme yok ne yazık ki.
SilMerhaba, bunu görmüş müydünüz?
YanıtlaSilhttp://www.gumrukmallarisatisi.com/tom-ford-tobacco-vanille-eau-de-tester-erkek-parfum-50-ml--urun210.html
Raşit Bey merhaba,
YanıtlaSilGeçenlerde bir internet sitesinden çok uygun fiyata L'Homme aldım. Kutusu ve şişesi ilk resimdeki gibi. Acaba sizin elinizdeki de (vintage olan) öyle mi? Belki benim aldığım da (1984 üretimi olmasa bile) reformülasyon geçirmemiş olanıdır. Teşekkürler.
Merhabalar,
SilEğer aldığınız şişe ilk resimdeki gibiyse 2000'li yılların L'Homme'unu almışsınız. Sizdeki büyük ihtimalle reformülasyon geçirmiş şişelerden. Eski versiyonu üçüncü resimdeki şişeler. Benim kullandığım da 2000'li yılların L'Homme'uydu. Zaten ilk versiyonu bulmak artık neredeyse imkansız. Keşke bulabilsek.
Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim Raşit Bey, ilgi çekici ve güzel yazılarınızın devamını dilerim.
SilParfümü sanki biraz Caron Third Man'e benzettim. Hatta biraz değil baya benziyor. Kokusu çoğu niş parfümden kat kat daha güzel. Ama kalıcılığı ve fark edilirliği sanki biraz düşük. Reformulasyonlarla bozulan genelde farkedilirlik ve kalıcılık oluyor sanırım.
YanıtlaSilSizce de tütün kolonyasıni andırmıyor mu?
YanıtlaSilTütün kolonyasının merkezinde yaşayan birisi olarak bence benzemiyor. L'Homme'da bol miktarda turunçgil var. Tütün kolonyalarında bu kadar turunçgil olmuyor.
SilSadece ben değil, çevremdeki herkes tütün kolonyasina benzetti kokuyu. Acaba markafoni sahte parfüm falan mi sattı ki bana? Bu arada yanıtınız için çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilÜlkemiz insanı biraz eski kokuları tanımlarken genellikle tütün kolonyasına benzetir. Ferah kokuları da limon kolonyasına benzetir. Koku algısı ile ilgili olabilir bahsettiğiniz durum.
SilMarkafoni gibi bir sitenin sahte satacağını sanmıyorum. Size gelen son formülasyonu büyük ihtimalle. Benim kullandığım eski formülüydü. Yeni formülü genel olarak beğenilmiyor.
Tekrar teşekkür ederim. Son olarak, eğer denediyseniz hugo boss red yorumunuzu da merak ediyorum. İyi günler dilerim
YanıtlaSilRica ederim. Hugo Boss Red'i henüz denemedim ne yazık ki.
SilHugo Boss parfümlerine -haklı olarak- ön yargılı oldugunuzu biliyorum. Ancak bir yerlerden bulursanız Hugo Red'i bir deneyin. Bence bu sefer olmuş..
YanıtlaSilAslında önyargım yok ama bir türlü anlaşamıyoruz Hugo Boss'lar ile. Red'i aklımın bir köşesine yazayım :)
SilVersace Pour Femme Oriental Oud isimli kokunun incelemesini ve yorumlarınızı rica etmemiz mümkün mü?
SilElimde bulunmuyor ne yazık ki.
Sil