9 Aralık 2014 Salı

Kenzo – Flower (2000)


Kenzo – Flower (2000)

Bir rivayete göre Japonlar, gelincik çiçeği için şöyle söylemişler: "Gelincik insan ömrü gibidir. Dünü vardır, yaşamıştır. Bugünü vardır, yaşıyordur. Ama yarını belli değildir."

2000 yılında Japon moda sektörünün en önemli isimlerinden Kenzo markası, çiçek temalı bir parfüm piyasaya sürmeye karar verdi. Ve parfümün ilhamının gelincikten alınması düşünüldü. İşin ilginç yanı doğada gelincik çiçeğinin herhangi bir kokusunun olmamasıydı. Yani gelincik "kokusuz bir çiçek" olarak biliniyor. Peki bir parfüm kokusu olmayan çiçekten nasıl ilham alabilir? Bu sorunun yanıtı belki de Alberto Morillas'tadır.

Kenzo - Flower'ın hikayesi söylenenlere göre 1999 yılında başlıyor. Gelincik çiçeklerini seven Kenzo, temasını bu çiçekten alan bir parfüm için ünlü burun Alberto Morillas'ın kapısını çalıyor. Kenzo, bay Morillas'tan klasik, sıkıcı ve sıradan bir çiçek parfümü olmamasını istedikleri yeni parfümleri için fikir istiyor. Morillas, üzerinde çalışıp hazırladığı koku örnekleri markaya sunuyor. İçlerinden bugünkü Flower parfümünün koku örneği beğeniliyor ve 2000 yılında, yeni milenyumda, hazırlıklar tamamlanıp, güçlü bir pazarlama kampanyasıyla piyasaya sürülüyor Kenzo - Flower.


Parfümün piyasaya çıkmasıyla birlikte en çok satan kadın parfümleri listesine girmesi zor olmuyor. Endüstriden çeşitli ödüller de kazanan Flower, Kenzo'nun kadın parfümleri anlamında en büyük başarısı olarak görülüyor aradan 14 yıl geçmesine rağmen. Ve halen Kenzo'nun en sevilen kadın parfümü olarak tahtını kimseye kaptırmaya niyeti yok. İşte karşımızda dünyanın en çok satılan çiçek kokularından birisi Kenzo - Flower.

Flower, kendi sitelerinde şöyle tanıtılmış: "Güçlü ve kırılgan, tekil bir şehirdeki çiçek. Gelincik çiçeği kokusuzdur. Kenzo onun kokusunu icat etti. Taklit edilemez bir imzayla pudralı çiçeksilik. Kenzo - Flower, gerçek bir uluslararası başarıdır."

Flower'ı tenime uyguladığımda ismiyle doğru orantılı olarak çiçeklerle karşılaşıyorum. Tatlımsı pudralı çiçekler diyebilirim. Fakat pudralılık fazla abartılmamış. Çiçeklerden menekşe ve gülü ayırt edebiliyorum. Ayrıca beyaz çiçekler de mevcut. Belki sümbül, yasemin ve diğerleri. Başlangıcı temiz ve hoş ama benim için kadınsı ve fazla tatlı. Orta kısımda pudra oranı azalıyor. Çiçekler biraz daha öne çıkıyor. Orta bölümde vanilya artık kendisini gösteriyor. Hatırı sayılır şekilde portakal çiçeği de alıyorum. Orta notalar vanilyalı beyaz çiçekler ve portakal çiçeği şeklinde denebilir. Tatlılık hala devam ediyor. Orta notaları çok güzel. Alt notalarda vanilyanın etkisi sürüyor. Farklı olarak misk ve odunsu notalar ortada dolaşmaya başlıyor. Tatlılık alt notalarda azalıyor. Böylece de tenden ayrılıyor.


Flower'da ana eleman pudra olarak öne çıkıyor. Başlangıçtan orta notaların sonlarına kadar baskın pudra kokusu adeta domine ediyor parfümü. Aldehitler kadar rahatsızlık vermeyen pudralı yapı, parfümü ciddi oranda kadınsı tarafa taşıyor. Ayrıca tatlılık da oldukça hissedilir durumda. Yani kimileri için tatlılık seviyesi fazla gelebilir alt notalara kadar.

Flower, pudralı ana yapının kanatları altına sığınmış beyaz çiçekler ve portakal çiçeği ile kadınsı karakterini pekiştiriyor. Orta kısımdaki vanilya, ana yapıyı yumuşatıyor, sakinleştiriyor ve anaçlaştırıyor. İsmindeki çiçeksilik pudranın gerisinde kalsa da kadınların bu parfümü neden bu kadar sevdiklerini şimdi anlıyorum. Buradaki çiçekler ve vanilyanın birleşimi, parfümü bembeyaz temizlik hissi veren bir masumluğa eviriyor. Evet sanırım doğru kelime "masumiyet" Flower için.

Sakin, sağduyulu, fırtınalar koparmayan, koridorlarda iz bırakmayı önemsemeyen, hırslarını törpülemiş, hayatında denge arayan, tevazu sahibi, uysal kadınların parfümü olmalı bence Flower. Ailesi ile birlikte mutlu ve huzurlu bir ömür sürmek isteyen, kendisini çocuğuna adayan, kavgayı değil uzlaşmayı önemseyen, kürk giymeyi sevmeyen, vicdanlı ve hayvan dostu kadınların tenlerinde hayal ediyorum Flower'ı.


Eğer Flower parfümünü bir renge benzetin deseniz kesinlikle beyaza benzetirdim. Yumuşacık kokusu dostluğu, arkadaşlığı, kader ortaklığını, samimiyeti çağrıştırıyor. Hani gece bir arkadaşınızda kaldığınızda sizin için mis gibi kokan yeni bir çarşaf serer yatağa. Uykuya dalarken o kokuyu koklayarak uyuyakalırsınız. Sabah kalktığınızda ise hüzünlü bir kış güneşi odanının içine girer ve sizi sarmalar. İşte Flower'ın bende çağrıştırdığı aynen böyle bir duygu dünyası.

Peki Flower'ı sevdim mi? Yine geldik subjektifliğin acımasız sınırlarına. Flower sadece benim için değil muhtemelen çoğu erkek için fazlasıyla kadınsı nüanslar taşıyacaktır. O gerçek bir kadın parfümü ve benim için de kullanılabilir olma çizgisinden uzak. Kokusu ise yapaylık barındırmasa da pudralı yapısı nedeniyle kendime yakın bulduğumu söyleyemem. Zaman zaman ucuz kadın deodorantlarını zaman zaman da içinde farklı çiçekler olan kocaman bir buketi anımsattı bana. Çok derin, kompleks bir parfüm olmadığı söylenebilir. Genel olarak aynı düzlemde ilerliyor ve sizi şaşırtmıyor.

Flower, kadın gibi kadınlara hediye etmek için, güvenilir sayılabilecek parfümlerden birisi olabilir. Yaş sınırını biraz yüksek tutmak istiyorum çünkü o, genç kız kokusu değil. 30 yaş ve üzerindeki kadınlar şans verebilirler. Benim kullandığım EDP versiyonuydu. Kalıcılığı bir güne yakın oldu ve yeterince iyi bu konuda. Farkedilirliği başlarda biraz yoğun. Sonrasında yumuşak karakterinin de etkisiyle tene yakın duruyor. Sonbahar-kış kullanımı için uygun olacağın düşünüyorum. Sıcak yaz günlerinde kullanmak fazlasıyla ağır gelebilir.

Parfüm kritikçisi Luca Turin'in kitabında Flower, odunsu kavun olarak sınıflandırılmış ve beş üzerinden dört yıldız verilerek oldukça beğenilmiş. Flower hakkındaki değerlendirmeyi ise Luca Turin değil Tania Sanchez yapmış. Bir başka parfüm yazarı Chandler Burr'de Flower'ı incelemiş. O da Tania hanım gibi beş üzerinden dört puan vermiş.


Flower'ın şişesini ünlü tasarımcı Serge Mansau yaratmış. Şişenin içerisine yerleştirilmiş gelincik çiçeğiyle benzersiz, uyumlu ve minimal bir tasarım diline sahip. Ayrıca şöyle de bir bilgi var Tekin Acar'ın sitesinde şişe ile ilgili: "Ambalajının içerisinde, 16 dilde yazılmış, özel bir mesaj taşımaktadır. Bu mesaj: "saf özel duyarlı bir çiçeğin gücü" cümlesiyle gelinciği anlatmaktadır. Parfümün 100 ml lik boyu, büyük binaları ve gelincik boyunu temsil ediyor. 30 ml, 50 ml, ve 100 ml lik boylarında büyüyen bir gelincik ve kadın, bir arada betimlenmiştir."

Koku Güzelliği:10/6

5 yorum:

  1. Çok keyifli anlatmışsınız, teşekkürler

    YanıtlaSil
  2. Merhaba parfüm merakı, siteni takip edeli bana da baya bi parfüm merakı aşıladığın için öncelikle sana teşekkür etmek istiyorum. Kenzonun bu parfümünü hediye olarak almayı düşünüyorum, 100 ml edt ile 50 ml edp si arasında kaldım, arada çok cüzi bir fiyat farkı var, sence ne yapmalı? Teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selamlar, güzel sözleriniz için teşekkür ederim. Arada az fark varsa büyük boyu almak daha mantıklı görünüyor.

      Sil
    2. Edt ile edp arasındaki farkı sormuş arkadaş bu parfüm için. Büyük küçük farkını değil! Ki sorusunun cevabını bende merak ediyorum

      Sil
    3. Evet, doğru, soruyu yanlış anlamışım :) Benim kullandığım EDP olanıydı. EDT'sini denemediğim için karşılaştırma yapamayacağım ikisi arasında.

      Sil