Kenzo – Flower
(2000)
Bir
rivayete göre Japonlar, gelincik çiçeği için şöyle söylemişler: "Gelincik
insan ömrü gibidir. Dünü vardır, yaşamıştır. Bugünü vardır, yaşıyordur. Ama
yarını belli değildir."
2000
yılında Japon moda sektörünün en önemli isimlerinden Kenzo markası, çiçek
temalı bir parfüm piyasaya sürmeye karar verdi. Ve parfümün ilhamının gelincikten
alınması düşünüldü. İşin ilginç yanı doğada gelincik çiçeğinin herhangi bir
kokusunun olmamasıydı. Yani gelincik "kokusuz bir çiçek" olarak
biliniyor. Peki bir parfüm kokusu olmayan çiçekten nasıl ilham alabilir? Bu
sorunun yanıtı belki de Alberto Morillas'tadır.
Kenzo
- Flower'ın hikayesi söylenenlere göre 1999 yılında başlıyor. Gelincik
çiçeklerini seven Kenzo, temasını bu çiçekten alan bir parfüm için ünlü burun
Alberto Morillas'ın kapısını çalıyor. Kenzo, bay Morillas'tan klasik, sıkıcı ve
sıradan bir çiçek parfümü olmamasını istedikleri yeni parfümleri için fikir
istiyor. Morillas, üzerinde çalışıp hazırladığı koku örnekleri markaya sunuyor.
İçlerinden bugünkü Flower parfümünün koku örneği beğeniliyor ve 2000 yılında,
yeni milenyumda, hazırlıklar tamamlanıp, güçlü bir pazarlama kampanyasıyla
piyasaya sürülüyor Kenzo - Flower.
Parfümün
piyasaya çıkmasıyla birlikte en çok satan kadın parfümleri listesine girmesi
zor olmuyor. Endüstriden çeşitli ödüller de kazanan Flower, Kenzo'nun kadın parfümleri
anlamında en büyük başarısı olarak görülüyor aradan 14 yıl geçmesine rağmen. Ve
halen Kenzo'nun en sevilen kadın parfümü olarak tahtını kimseye kaptırmaya
niyeti yok. İşte karşımızda dünyanın en çok satılan çiçek kokularından birisi
Kenzo - Flower.
Flower,
kendi sitelerinde şöyle tanıtılmış: "Güçlü ve kırılgan, tekil bir
şehirdeki çiçek. Gelincik çiçeği kokusuzdur. Kenzo onun kokusunu icat etti.
Taklit edilemez bir imzayla pudralı çiçeksilik. Kenzo - Flower, gerçek bir
uluslararası başarıdır."
Flower'ı
tenime uyguladığımda ismiyle doğru orantılı olarak çiçeklerle karşılaşıyorum.
Tatlımsı pudralı çiçekler diyebilirim. Fakat pudralılık fazla abartılmamış. Çiçeklerden
menekşe ve gülü ayırt edebiliyorum. Ayrıca beyaz çiçekler de mevcut. Belki
sümbül, yasemin ve diğerleri. Başlangıcı temiz ve hoş ama benim için kadınsı ve
fazla tatlı. Orta kısımda pudra oranı azalıyor. Çiçekler biraz daha öne
çıkıyor. Orta bölümde vanilya artık kendisini gösteriyor. Hatırı sayılır
şekilde portakal çiçeği de alıyorum. Orta notalar vanilyalı beyaz çiçekler ve
portakal çiçeği şeklinde denebilir. Tatlılık hala devam ediyor. Orta notaları
çok güzel. Alt notalarda vanilyanın etkisi sürüyor. Farklı olarak misk ve
odunsu notalar ortada dolaşmaya başlıyor. Tatlılık alt notalarda azalıyor.
Böylece de tenden ayrılıyor.
Flower'da
ana eleman pudra olarak öne çıkıyor. Başlangıçtan orta notaların sonlarına kadar
baskın pudra kokusu adeta domine ediyor parfümü. Aldehitler kadar rahatsızlık
vermeyen pudralı yapı, parfümü ciddi oranda kadınsı tarafa taşıyor. Ayrıca
tatlılık da oldukça hissedilir durumda. Yani kimileri için tatlılık seviyesi
fazla gelebilir alt notalara kadar.
Flower,
pudralı ana yapının kanatları altına sığınmış beyaz çiçekler ve portakal çiçeği
ile kadınsı karakterini pekiştiriyor. Orta kısımdaki vanilya, ana yapıyı yumuşatıyor,
sakinleştiriyor ve anaçlaştırıyor. İsmindeki çiçeksilik pudranın gerisinde
kalsa da kadınların bu parfümü neden bu kadar sevdiklerini şimdi anlıyorum. Buradaki
çiçekler ve vanilyanın birleşimi, parfümü bembeyaz temizlik hissi veren bir
masumluğa eviriyor. Evet sanırım doğru kelime "masumiyet" Flower
için.
Sakin,
sağduyulu, fırtınalar koparmayan, koridorlarda iz bırakmayı önemsemeyen,
hırslarını törpülemiş, hayatında denge arayan, tevazu sahibi, uysal kadınların
parfümü olmalı bence Flower. Ailesi ile birlikte mutlu ve huzurlu bir ömür
sürmek isteyen, kendisini çocuğuna adayan, kavgayı değil uzlaşmayı önemseyen,
kürk giymeyi sevmeyen, vicdanlı ve hayvan dostu kadınların tenlerinde hayal
ediyorum Flower'ı.
Eğer
Flower parfümünü bir renge benzetin deseniz kesinlikle beyaza benzetirdim.
Yumuşacık kokusu dostluğu, arkadaşlığı, kader ortaklığını, samimiyeti
çağrıştırıyor. Hani gece bir arkadaşınızda kaldığınızda sizin için mis gibi
kokan yeni bir çarşaf serer yatağa. Uykuya dalarken o kokuyu koklayarak
uyuyakalırsınız. Sabah kalktığınızda ise hüzünlü bir kış güneşi odanının içine
girer ve sizi sarmalar. İşte Flower'ın bende çağrıştırdığı aynen böyle bir
duygu dünyası.
Peki
Flower'ı sevdim mi? Yine geldik subjektifliğin acımasız sınırlarına. Flower
sadece benim için değil muhtemelen çoğu erkek için fazlasıyla kadınsı nüanslar taşıyacaktır.
O gerçek bir kadın parfümü ve benim için de kullanılabilir olma çizgisinden
uzak. Kokusu ise yapaylık barındırmasa da pudralı yapısı nedeniyle kendime yakın
bulduğumu söyleyemem. Zaman zaman ucuz kadın deodorantlarını zaman zaman da
içinde farklı çiçekler olan kocaman bir buketi anımsattı bana. Çok derin, kompleks
bir parfüm olmadığı söylenebilir. Genel olarak aynı düzlemde ilerliyor ve sizi
şaşırtmıyor.
Flower,
kadın gibi kadınlara hediye etmek için, güvenilir sayılabilecek parfümlerden
birisi olabilir. Yaş sınırını biraz yüksek tutmak istiyorum çünkü o, genç kız
kokusu değil. 30 yaş ve üzerindeki kadınlar şans verebilirler. Benim
kullandığım EDP versiyonuydu. Kalıcılığı bir güne yakın oldu ve yeterince iyi
bu konuda. Farkedilirliği başlarda biraz yoğun. Sonrasında yumuşak karakterinin
de etkisiyle tene yakın duruyor. Sonbahar-kış kullanımı için uygun olacağın düşünüyorum.
Sıcak yaz günlerinde kullanmak fazlasıyla ağır gelebilir.
Parfüm
kritikçisi Luca Turin'in kitabında Flower, odunsu kavun olarak sınıflandırılmış
ve beş üzerinden dört yıldız verilerek oldukça beğenilmiş. Flower hakkındaki değerlendirmeyi
ise Luca Turin değil Tania Sanchez yapmış. Bir başka parfüm yazarı Chandler
Burr'de Flower'ı incelemiş. O da Tania hanım gibi beş üzerinden dört puan
vermiş.
Flower'ın
şişesini ünlü tasarımcı Serge Mansau yaratmış. Şişenin içerisine yerleştirilmiş
gelincik çiçeğiyle benzersiz, uyumlu ve minimal bir tasarım diline sahip.
Ayrıca şöyle de bir bilgi var Tekin Acar'ın sitesinde şişe ile ilgili:
"Ambalajının içerisinde, 16 dilde yazılmış, özel bir mesaj taşımaktadır.
Bu mesaj: "saf özel duyarlı bir çiçeğin gücü" cümlesiyle gelinciği
anlatmaktadır. Parfümün 100 ml lik boyu, büyük binaları ve gelincik boyunu
temsil ediyor. 30 ml, 50 ml, ve 100 ml lik boylarında büyüyen bir gelincik ve
kadın, bir arada betimlenmiştir."
Koku
Güzelliği:10/6
Çok keyifli anlatmışsınız, teşekkürler
YanıtlaSilMerhaba parfüm merakı, siteni takip edeli bana da baya bi parfüm merakı aşıladığın için öncelikle sana teşekkür etmek istiyorum. Kenzonun bu parfümünü hediye olarak almayı düşünüyorum, 100 ml edt ile 50 ml edp si arasında kaldım, arada çok cüzi bir fiyat farkı var, sence ne yapmalı? Teşekkürler...
YanıtlaSilSelamlar, güzel sözleriniz için teşekkür ederim. Arada az fark varsa büyük boyu almak daha mantıklı görünüyor.
SilEdt ile edp arasındaki farkı sormuş arkadaş bu parfüm için. Büyük küçük farkını değil! Ki sorusunun cevabını bende merak ediyorum
SilEvet, doğru, soruyu yanlış anlamışım :) Benim kullandığım EDP olanıydı. EDT'sini denemediğim için karşılaştırma yapamayacağım ikisi arasında.
Sil