13 Ekim 2014 Pazartesi

Mona di Orio – Vetyver (2011)


Mona di Orio – Vetyver (2011)

Henüz genç bir kızken, efsane parfümör statüsüne çoktan yerleşmiş Edmond Roudnitska'nın yanında çalışma ve ona asistanlık yapma şansına kaç kişi erişebilmiştir acaba? Altı yıl boyunca bay Roudnitska'nın Grasse yakınlarındaki küçük bir köy olan Cabris'teki atölyesinde çalışan bayan Mona di Orio, muhtemelen ne kadar şanslı olduğunun farkında. Böylesi bir deneyimi, hem de Edmond Roudnitska ile yaşamak, her parfümörün hayali olmalı. Tabii gerçek hayatta biliriz ki hayallerin çoğu gerçekleşmez. Fakat bu genelleme bayan Mona di Orio için söz konusu değil anlaşılan.

Klasik bir parfüm eğitimi alan Mona di Orio, Edmond Roudnitska ile birlikte çalışmanın onurunu yaşamıştı. Sadece onur duymakla kalmadı, onun sayesinde 1920 ve 1930'ların "parfümlerin altın çağı" denilen bu tarihlere öykünen parfümler tasarlamaya da girişti. Zengin, kompleks ve özgün parfümler yaratmak için yola çıktı. Kırk iki yaşında bu amacını gerçekleştirmek için kendi markasını oluşturmaya karar verdi. Ve sonuçta Mona di Orio niş parfümevi ortaya çıktı.

Niş parfüm dünyasında yeni olmasına rağmen, işini ciddiye alıyor gördüğüm kadarıyla. Ülkemizde ve dünyada "Vanille" parfümü ile tanınırken, ben onun biraz daha geri plandaki bir parfümüne göz atacağım. Vetyver, 2011 çıkışlı ve isminden de anlaşılacağı üzere vetiver (kabe samanı) temasına sahip. Markanın "Les Nombres d’Or" serisinin üyesi.


Kendi sitelerinde Vetyver'in "sıcak havalar için mükemmel bir uniseks parfüm" olduğu vurgulanmış. Ayrıca "hem temiz hem de kompleks" olmak gibi zor olan bir görevi de başardığı söylenmiş. Vetyver'i üzerime sıktığımda karşıma tozlu ve kuru vetiver çıktı ilk saniyelerde. Ona geri planda ferah turunçgiller, azıcık aromatik otlar ve yumuşak baharatlar eşlik ediyor. Karanlık sayılabilecek üst notalarını sevdim. İlerleyen dakikalarda kokusu daha çimensi ve yeşile dönüyor. Neredeyse ıslak-rutubetli köksü vetiver orta kısmı domine ediyor. Yumuşak baharatlar orta bölümde biraz daha etkili. Muhtemelen zencefil ve küçük hindistan cevizi mevcut.
Buradaki vetiveri fazlaca yeşil ve ıslak buldum. Ayrıca tuhaf bir şekilde bana plastiğimsi geldi. Orta notaları başlangıcı kadar güzel bulmadım. Son bölüm, orta kısmın paralelinde ilerliyor. Farklı olarak misk ve odunsu notalar (sedir ağacı) ekleniyor. Orta bölümdeki rutubetli köksü vetiver hala kedisini gösteriyor. Kapanışı nispeten orta bölüme göre kompleks ve başarılı. Böylece de tenden ayrılıyor.

Parfümün adı Vetyver. Doğal olarak kokusunun vetiver düzleminde olmasını beklememiz gerekir. Zaten Mona di Orio'da bu beklentimizi boşa çıkarmamış. Baştan sona vetiverin hakimiyetinde bir parfüm olmuş. Fakat kullanılan vetiver yapıları farklı. Mesela başlangıçta tozlu/kuru ve neredeyse tütsümsü bir vetiver varken, orta kısımdan itibaren tatlımsı, günümüze yakın ve rutubetli bir vetiver kullanılmış. Bu anlamda vetiverin iki farklı kullanımını göstermiş bize. Baharatlar ise gayet yumuşak ve ferah. Keskin ya da burnu zorlayıcı baharat kullanımı yok. Sonlardaki sedir ağacı ise çok farklı verilmemiş. Herşey fazlasıyla olması gerektiği gibi.

Başlangıcındaki karanlık sayılabilecek kuru vetiveri kendime daha yakın buldum. Abartmayacağımı bilsem Encre Noire'deki vetiver kullanımına benzeteceğim üst notaları. Orta kısımdaysa genel olarak temiz, sakin ve yeşil bir vetivere dönüşüyor. Daha çok Grey Vetiver tarzına yakın. Hatta Creed - Original Vetiver'i de andırıyor azıcık.


Vetyver, kimi zaman ferah, köksü ve steril kokarken bazen de gayet karanlık ve kasvetli hale dönüşebiliyor. Tam meyveli vetiver diye aklımdan geçirirken, plastiğimsi vetiver kokusu geliyor sanki bir yerlerden. Kullanım sürecinde kafamı ciddi anlamda karıştırdı. Hayır o çok kompleks ya da bol katmanlı değil. Hatta basit sayılabilecek aromaya sahip. Galiba onu sevdim mi yoksa sevmedim mi noktasında sonunda kararımı verdim: Kendime yakın bulamadım.

Neden mi? İlk olarak canım öyle istediği için (sanırım böyle bir özgürlüğüm var). İkinci olarak ise kokusu Encre Noire'den ziyade Guerlain - Vetiver ve Tom Ford - Grey Vetiver tarzına daha yakın olduğu için. Ferah sayılabilecek, yeni kesilmiş çimen hissi veren köksülük, benim için sihirli formül değil. Karanlık ve tütsülü vetiver sever birisi olarak "işte budur!" cümlesini bana söyletemedi. Evet güzel, hoş ve kaliteli bir deneme ama fazlaca değişik yanı olmayan, harikalar yaratmayan, aklınızı başınızdan alamayacak ortalama bir vetiver kokusu olduğunu düşünüyorum. Umarım yanılıyorumdur.

Eğer vetiver temalı parfümleri seviyorsanız, denemenizi öneririm. 230 dolar civarındaki etiketi ile niş markaların bile çoğundan yüksek fiyata sahip Vetyver'i denemeden almanızı tavsiye edemeyeceğim. Ne olur ne olmaz.


Eau de Parfum (EDP) formundaki Vetyver'in başlangıcı dolu dolu gerçekleşiyor. İlerleyen dakikalarda ortalamanın biraz altında seyrediyor farkedilirliği. Kalıcılık idare eder. Kendi sitelerinde uniseks olarak sınıflandırmışlar fakat bence erkek kullanımına daha yakın. 20-35 yaş arası arkadaşlara uyacaktır. Temiz, ferah ve sakin yapısı, günlük kullanımda rahatlıkla kullanabileceğiniz anlamına geliyor. Yine sıcak sayılabilecek sonbahar günlerinde kullandığım Vetyver, hiç rahatsızlık vermedi. Üstelik serin akşamlarda da fena iş çıkarmadı. Onun içindir ki dört mevsimde de kullanılabileceğini düşünüyorum.

Kokusunun tasarımına, markanın kurucusu Moni di Orio imza atmış.

Koku Güzelliği:10/6.5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder