Penhaligon’s –
Malabah (2003)
8
Temmuz 1497’de Lizbon’dan kalkan dört gemi, Avrupa ile Asya arasındaki
ilişkileri değiştirecek bir yolculuğa çıkmıştı. Seferin komutanı, Santiago
tarikatından tanınmamış bir Portekizli şövalye olan Vasco de Gama’ydı. Diğer
iki gemiden birine Gama’nın kardeşi Paulo, ötekine Nicolau Coelho kaptanlık
etmekteydi, dördüncü tekne ise ambar gemisiydi. II. Joao’nun 1481’de tahta
çıkışına kadar, Portekiz daha çok Afrika çıkışlı altın ve köle ticaretiyle
uğraşmıştı. Yeni kral, Afrika kıyılarının haritasını çıkarmak ve Doğu’daki
Hristiyan topluluklarla irtibat kurmak gibi yeni hedefler belirlemişti.
Vasco
de Gama sadece 150 denizci ile yola çıktı ama bunlar arasında dönemin en tecrübeli
kılavuzlarından bazıları, ayrıca Arapça ve Kongo’nun Afrika dilini konuşabilen
adamlar vardı. Yumuşak esen mevsimlik musonun yardımıyla, Hindistan’a yolculuk
23 günde tamamlandı. Gama 20 Mayıs’ta Malabar Kıyısı’nın en önemli kırmızı biber
ticaret merkezi Kalikut açıklarında demir attı.
Vasco
de Gama’nın yolculuğunun sonucu olarak, dünyanın yarısının şekli öğrenildi ve
Avrupa ile Asya arasında bir deniz güzergahının işlerliği inandırıcı bir
biçimde ortaya kondu. Bir deniz güzergahı amansız bir gelişmeyle Avrupa’nın
Asya’ya üstünlük kurmasına ve küresel bir ekonominin doğmasına yol açacaktı. Deniz
yoluyla Afrika’nın çevresinden dolaşarak Hindistan’a varmayı sağlayan ilk
Avrupa seyahati, gemicilerin, harita yapımcılarının ve tersane ustalarının
yarım yüzyıl içinde edindiği beceriler sayesinde ciddi bir aksilikle
karşılaşmaksızın yapılmıştı. Vasco de Gama ayrıca hedefine varması için yol
gösteren Hint Okyanusu kılavuzlarının bilgilerinden de büyük ölçüde yararlandı.
(denizlerde.com)
Her
ne kadar bu yolculuğun dönüş kısmında 55 denizci can vermiş olsa da Vasco de
Gama'nın beş yüz sene önceki seferi, bir parfümün ilham kaynağı olmasına sebebiyet
verdi. İngiltere'nin tarihi niş parfümevi Penhaligon's'un 2003 çıkışlı
Malabah'ı, ismini güney Hindistan'daki bir sahil şehri olan Malabar'dan almış.
Markanın kendi sitesinde de Malabah'ın "Doğu Hindistan baharat
rotasından" ilhamını aldığı belirtilmiş. Karşımızda köklerini
"doğudan" alan bir parfüm var.
Fragrantica'da
baharatlı oryantal olarak sınıflandırılan Malabah'ın başlangıcı turunçgiller
ile gerçekleşiyor. Daha doğrusu turunçgil hissi veren artemisya algılıyorum. Genellikle
eski tarz şiprelerde karşımıza çıkan artemisya, burada köhnelik etkisi
vermiyor. İlerleyen saniyelerde artemisyaya limon ve çay ekleniyor. Çoğu kişinin
bu parfümü limonlu çaya benzetmesi hiç de garipsenecek gibi değil. Başlangıcı
gayet ferah. Orta kısımda limonlu çaya, tatlımsı baharatlar ekleniyor. Buradaki
baharatlarla çayın dumansılığı başarıyla uyum sağlamış. Son kısımda sandal
ağacı etkili. Biraz da egzotik olmayan tatlımsı amber var gibi. Tabii hatırı
sayılır oranda sulandırılmış hissi veren miski unutmamak lazım.
Malabah,
başlangıcıyla çok ferah ve rahatlatıcı olmayı başarıyor. Üst notalardaki
limon-çay ikilisi hem doğal hem de biraz tatlıca. Belki de başlangıcı için
limonatalı çay bile diyebiliriz. Orta bölümdeki baharatlar çok keskin değil.
Oldukça tatlı baharatlara biraz da kadınsı sayılabilecek çiçekler eşlik ediyor.
Azıcık gül bile olabilir. Bu bölüm günümüzün çoğu parfümünde karşımıza
çıkabilecek tatlımsı baharatları çağrıştırıyor. Baharat olarak zencefil en öne
çıkanı. Kakule ve küçük hindistan cevizi de baharat bölümünde sayılabilir.
Sonlarda koku oldukça zayıflıyor. Misk, ilgi çekici kullanılmamış. Amber gayet
güzel. Son bölüm biraz beklentilerin altında kalıyor ne yazık ki.
Parfümün
genel olarak tatlı, temiz, pozitif, lezzetli, yumuşacık modern baharatlar ve
dumansı ferah limonlu çay ekseninde ilerlediğini düşünüyorum. Çay teması kimi parfümlerde
can sıkıcı hale gelebiliyorken, burada gayet ferah ve akıllıca kullanılmış ve
aromatik hale getirilmiş. Çayın o sert ve keskin sayılabilecek rayihası, bir
nebze olsa dizginlenebilmiş. Bu anlamda buradaki çay kullanımını sevdim.
Baharatlar ise gayet modern ve sevilesi. Tatlılığın zaman zaman fazlalaştığı
söylenebilir.
Malabah,
modern bir çay-baharat denemesi gibi görünüyor. Başlangıcındaki ferahlık, orta
notalarda yerini tatlımsı dumansı baharatlara bırakıyor. Onun içindir ki çok ferah
yapısı olduğunu söylemek mümkün olmayabilir. Gerçi farkedilirliği o kadar düşük
ki, ne kadar sıkarsanız sıkın rahatsız edici olmayacaktır. Kullanım sürecinde
bol bol kullanmama rağmen her zaman tene yakın çekingenlikte kalmayı sürdürdü.
Malabah,
kaynaklarda kadın parfümü olarak geçiyor. Kabul etmem gerekir ki ara ara
kadınsı yönünü gösteriyor. Muhtemelen çiçeklerden gelen bu kadınsılık, fazlasıyla
abartılı değil neyse ki. Bence erkeklerde alır kullanır. O kadar da sorun olacağını
sanmıyorum.
Malabah
bana Güney Afrika Cumhuriyeti'ni hatırlatıyor. Bundan yüzyıl önce İngiliz
sömürgesi olan Güney Afrika'da yerli halkın ikinci sınıf insan sayılıp, İngiliz
efendilerine uşaklık yaptıkları dönemlerdeyiz. Kolonyal mimariye uygun olarak
inşa edilmiş kocaman çiftlik evinde, yemyeşil çimenlerden oluşan bahçede, çok
şık bir masadayız. İki İngiliz aile bir taraftan kendileri için o sıcakta
ölesiye çalışan işçileri izlerken diğer taraftan çay içiyorlar ve sohbet ediyorlar.
Temmuz ayının başları. O seneki hasadı ve gelirlerini tartışan erkeklerin,
arkadaşlarının kıyafetlerini çekiştiren hanımlarını duydukları bile yok.
Etraftan harika çiçeklerin kokusu geliyor. Tertemiz bir hava. Limonlu çayın
nefis kokusu...
Malabah'ı
yıllar önce denemiş ve çok beğenmiştim. Bu seferki uzun süreli kullanımda bazı
şeylerin değişmiş olabileceğini düşünüyorum. Yapaylık çok bariz hissedilmese de
notaları ayakları yere basmıyor gibi. Çok yüksek kaliteli bir kompozisyon ve
çalışma izlenimi vermiyor. Belki de reformülasyon sonucu değişimler söz konusudur.
Eskiden denediğimde çok sevdiğim Malabah'ı, bu sefer aynı heyecanla
karşılayamadım. Ya da ben değiştim artık.
Şikayet
edilen en önemli konu kalıcılığının ve farkedilirliğinin düşük olması.
Farkedilirliği bende de düşük oldu. Sanırım bu konuda yapılacak bir şey yok.
Belki özellikle böyle yapılmıştır. İngiliz nezaketinin ve aristokratlığının bir
yansıması olabilir saldırgan olmayan koku formu. Kalıcılık kısmına ise katılmıyorum.
Özellikle kıyafet üzerinde bir güne yakın kalıcılığını koruyor. Fakat ten
üzerinde çok daha kolay kayboluyor.
Eau
de Parfum (EDP) konsantrasyonuna sahip. Otuz yaş ve altındaki arkadaşlara
önerebilirim. Çok soğuk kış günleri dışında her zaman kullanılabilir. Bence
ilkbahar aylarında çok daha güzel tepkiler verecektir Malabah.
Koku
Güzelliği:10/7
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder