S-Perfume
– S-ex (2004)
1958 yılında New York'ta doğmuş bir
Japon'dan bahsedeceğim bugün. Babası, Japonya'dan New York'a misafir öğrenci
olarak gelip, plastik cerrahi okuyan Nobi Shioya'nın hayatı Japonya-Amerika
arasında geçmiş denebilir. Henüz altı yaşında ilk sanat deneyimini yaşadı. New
York'ta yapılan bir sanat fuarında Michelangelo'nun dünyaca ünlü heykeli
Pieta'yı gördüğünde ne hissetmişti bilemiyoruz. Ama bu sahnenin onun hayatının
geri kalanını etkilediğini ve mesleğinin seçiminde büyük rol oynadığı sır
değil.
İlerleyen zamanlarda ailesi ile birlikte
memleketi Japonya'ya döndü Nobi Shioya. Burada geleneksel Japon tapınaklarını
ve oralarda kullanılan sanat eserlerini gözlemledi. 1980 yılına gelindiğinde
ise o bir heykeltıraştı artık. Tokyo Üniversitesi'nde Güzel Sanatlar okudu.
Sonrasında doğduğu topraklara yani Amerika'ya döndü. 1996 yılında ilk heykel
sergisini New York'da açtı.
2000 yılında ise çok farklı bir işe daha
imza attı. S-Perfume isimli bir parfüm evinin oluşumuna ön ayak oldu. "Bir
heykeltıraşın niş parfüm evi açmak nereden aklına geldi" sorusu şüphesiz ki
önemli. Anladığım kadarıyla tasarladığı bazı heykellerine koku ekleyerek
değişik bir tarz uyguladı eserlerinde. Kokulu heykel konsepti kuşkusuz ki
yaratıcı ve ilginç. Fakat bu işi niş parfüm evi kurmaya kadar götürmesi ise
daha da ilginç.
Her ne kadar Luca Turin, S-Perfume
markasının ismini aptalca bulsa da, Frederic Malle'e benzer bir yol izliyor
Nobi Shioya. Kendisi parfüm tasarlamıyor. Onun yerine dünyaca ünlü parfümörlere
tasarlatıyor kokuları. Kendisi de sanatsal olarak onay veriyor parfümlere.
S-Perfume, çok az tanınıyor ve gerçek bir
niş marka denebilir. Hatta bir çok parfüm sever bile muhtemelen ismini
duymamıştır S-Perfume'ün. Zaten çok az yerde satılıyor parfümleri. Ben de Luca
Turin sayesinde tanıdım markayı. Turin'in S-Perfume'ün iki kokusuna kitabında
beş yıldız vermesi, herkes gibi benim de ilgimi çekmişti. Uzun zamandır merak
ettiğim S-Perfume'ün S-ex'i, nihayet elime geçti ve ben de onu deneyen az
sayıda kişiden birisi olmanın ayrıcalığını yaşıyorum.
Resim: cafleurebon
Parfümün ismi anlaşılacağı üzere seks
kavramına gönderme yapıyor. Zaten S-Perfume markasının resmi logosundaki sperm,
bize yeterince şey anlatıyor. Zor rastlanan ve futuristik kokulara imza
atmasıyla biliniyor marka. On dört yılda sadece yedi parfüm piyasaya sürdüler.
Yani çok aktif çalışan bir marka değil. S-ex, markanın 100% Love ile birlikte
en çok ses getiren iki kokusundan birisi.
S-ex'in açıklanan notalarına bakar mısınız:
"Tuz, oksijen, hayatın ruhu, kamelya çiçeği, söğüt, beyaz deri, ten miski,
malt, barok misk, siyah deri." Tuhaf notalara sahip S-ex'in, başlangıcı
çok ilginç değil. Ferah meyveler ve biraz tuz ilk saniyelerde etkili. Neredeyse
akuatik denebilecek üst notalar Acqua di Gio tarzındaki meyveleri ve Bulgari -
Aqua benzeri deniz tuzunu akla getiriyor. Tabii onlardan daha az ekşi ve
kaliteli. Başlangıcı çok farklı yada yaratıcı değil. Tatlımsı, ferah, modern,
tuzlu meyvelerden oluşuyor. Muhtemelen kavun vurgulanmış. İlerleyen dakikalarda
kavun benzeri meyveler geri çekiliyor. Onun yerine bu sefer lezzetli bir çilek
ortaya çıkıyor. Çileğe plastiğimsi sayılabilecek deri eşlik ediyor. Çilekli
deri, aynı başlangıcı gibi ferah. Deri ağır ve baskın kullanılmamış. Orta
bölümde deriden gelen gelen bilinçli bir yapaylık hissediliyor. Belki de
parfümün konseptine uygun olması için böyle yapılmıştır. Son kısımda yine
değişim var. Alt notalarda miskin ağırlığı artıyor. Misk, çok dolgun yada güçlü
değil. Ferah ve seyreltilmiş gibi. Kapanışta tuzlu Calone ortaya çıkıyor
şaşırtıcı şekilde. Yani kokusu bir anlamda başlangıcına dönüyor alt notalarda.
Son kısmını çok sevemedim açıkçası.
S-ex, ismi ve vermek istediği mesaj
anlamında başarılı. Gerçi seks temasını çağrıştıran yada seksi olma iddiasında
bir parfüm değil bence. Çünkü bir akuatik nasıl seksi olabilir ki? Tuzlu ferah
meyveler, plastiğimsi çilekli deri ve sıradan bir misk. İşte size S-ex'in bende
çağrıştırdıkları.
Koku piramidinde deri olduğuna aldanıp
onun ağır ve ağdalı bir deri kokusu olduğunu düşünmeyin. Kimileri hayvansal
deriden bahsetmişler. Ama benim tenimde deri kısmı fazla öne çıkmadı. Meyve ve
misk notaları daha ön plandaydı. Yani S-ex benim için baskın deri parfümü değil.
S-ex, yüksek kaliteli bir niş parfüm
havasında değil. Biraz savruk ve ayakları yere sağlam basmayan, ne koktuğu çok
anlaşılmayan, garip sayılabilecek konsepte sahip. Bir yorumcunun dediği gibi
sanki Comme des Garçons'un o uçukluğun sınırlarında gezen parfümlerine
benziyor. S-ex, Comme des Garçons etiketi altında satılsa muhtemelen çoğu kimse
farkı anlayamaz.
Bu sıcak günlerde kullandığım S-ex, tam da
ilkbahar-yaz mevsimine uygun olduğunu düşündürtüyor. Soğuk veya serin günlere
uymayacak gibi. Farklı bir deneyim olması bakımından düşünülebilir. Onun
dışında bence bir şişesi alınacak kadar peşinden koşulmasına gerek yok.
Denemeden almak iyi fikir değil çünkü hayal kırıklığı yaşanabilir.
Geleyim Luca Turin mevzusuna. S-Perfume
markasını belki de dünyaya tanıtan kişi Luca Turin'di. S-Perfume'ün iki
parfümüne birden beş üzerinden beş puan vererek en iyiler listesine alması,
gözlerin S-Perfume'e çevrilmesine sebep oldu. Çok zor bulunan bir marka olması
da onun değerini biraz daha arttırdı. Tuhaf ve konseptsel olarak
tanımlanabilecek S-ex, benim için "Iconoclast" yada
"Dadaist" değil. En iyi parfümler listeme de alacağımı sanmıyorum.
Luca Turin'in verdiği nota da saygı duyuyorum.
Markanın kurucusu ve sanatçı Nobi Shioya,
parfümü S-ex için şunları söylemiş: "Parfümcülüğün sanat olduğu konusunda
emin değilim. Fakat yine de benim sanat işlerim ile aynı ilkeleri uyguluyorum
parfümlerin oluşum aşamasında. İlerlemek ve yeni hedeflere ulaşmak için bize
gereken provokasyon ve halkın şok olmasıdır. Aynı S-ex isimli parfümümüz gibi.
S-ex, Tokyo'da çekilmiş bazı film sahnelerini hatırlatıyor bana. S-ex, fazla
ağır olduğu ve cinsel çağrışımlar yaptığı için Japonya'da satılmıyor. Parfümün
S-ex olan ismi aslında Sex anlamına gelmiyor. "S-perfume Extreme"
ifadesinin kısaltması anlamına geliyor S-ex. Onun kokusu benim için bile fazla
uç ve dayanılmaz."
Çok tanınmayan parfümörlerden Christophe
Laudamiel tasarlamış kokusunu. Kalıcılığı çok iyi, fark edilirliği zayıf oldu
tenimde. Sonuç olarak büyük ümitlerle denediğim S-ex, küçük çaplı hayal
kırıklığı yaşattı. Sıradaki lütfen...
Koku Güzelliği:10/6
Merhabalar size ulaşmak istiyorum. Bir türlü e-mail adresinizi bulamadım. Bana yardımcı olursanız çok memnun olurum. Teşekkürler
YanıtlaSilşöyle yazlık kalıcı kızların beğeneceği bir parfüm önerebilirmisiniz. şaka yapıyorum tabi :)))
YanıtlaSilFarklı parfüm incelemeleri için teşekkürler.
Sevgili PM. Yaz icin denemeden riskli bir siparis verdim, Diptyque L' Eau De Neroli. Hic deneme firsatiniz oldu mu. Hakkinda cok guzel seyler okudum. Incelemediyseniz incelemenizi isterim. Selamlar.
YanıtlaSilL' Eau De Neroli'yi henüz denemedim. Onun için hakkında bir şey söyleyemeyeceğim. Elimde de yok ne yazık ki. Aklımın bir köşesine yazdım bu parfümü. Umarım ulaşabilirim.
SilGüzel günlerde kullanmanız dileğimle.