Serge Lutens – Daim Blond (2004)
Süet ayakkabılar... Ne
zordur onları temiz ve yeni tutabilmek. Yıllar önce aldığım açık renkli süet
ayakkabıyı neredeyse her gün özel fırçaları ile temizler, sonrasındaysa yine
özel boyasıyla eski ve ilk gün alınan haline getirmeye çalışırdım. Hatta
neredeyse ayakkabı boyacılığı mesleğinin inceliklerini bile öğrenmiştim. Ve
bunları bana sadece bir süet ayakkabı yaptırmıştı.
O gün bu gündür, ayakkabı
mağazalarının vitrinlerinde gördüğüm parlak, yepyeni açık renkli ve cazibeli
süet ayakkabılara hafif tebessümle bakarım. Sanırım bilinçaltıma işlemiş ki
hemen alarm zilleri çalar böyle bir görüntü karşısında. Ve aklıma gelir o
kendime düstur edindiğim klişe: "Sakın açık renkli süet ayakkabı
alma."
Ayakkabı konusunda
kararım değişmeyecek olsa da soruyu biraz değiştirerek sorayım ve konumuza
geleyim: "Süet kokan bir parfüme ne dersiniz?" Bir çok kişi için iyi fikir
olmayabilir süet kokan parfüm. Zaten süet denilen şeyde bir tür işlenmiş deri.
Yani süet ve deri arasında yakın bir akrabalık var anladığım kadarıyla. O zaman
süet kokan bir parfüm, direkt olarak deri gibi mi kokar? Bu tür parfümleri deri
kategorisine alabilir miyiz?
Fransız niş parfüm evi
Serge Lutens, bu sorulara cevap aramak niyetinde mi bilemiyorum. Fakat 2004
yılında piyasa sürdükleri Daim Blond, genel anlamıyla süet-deri ikilisinin baş
rolündeki bir parfüm olarak kokular tarihindeki yerini almış durumda. Lutens
parfümlerinin değişmez sanatçısı Christopher Sheldrake'in imzasını taşıyan Daim
Blond, markanın diğer popüler eserleri gibi büyük ses getirmedi. Biraz geri
planda kaldığı söylenebilir.
"La Peau de
Bois" serisine ait Daim Blond, Fragrantica'da çiçeksi şipre olarak
sınıflandırılmış. Üzerime ilk sıktığımda tatlımsı meyveler ve biraz da ilaç/duman
kokusu karşıma çıkıyor. Tatlımsı meyveler derken muhtemelen kayısı. Hatta
şeftali bile olabilir. Kayısıya biraz da mandalina eşlik ediyor alttan alta.
Başlangıcını sevdiğimi söyleyemem. İlerleyen dakikalarda meyvelerin hakimiyeti
devam ediyor. Ona hissedilir oranda süet ekleniyor. Azıcık da baharatlar ve
iris (süsen) mevcut. İris biraz da öndeyken, baharatlar geri planda. Orta bölüm
tatlımsı meyveli süet/deri kokuyor denebilir. Son kısımda büyük değişiklik olmuyor.
Sadece misk ekleniyor kompozisyona. Böylece de tenden ayrılıyor.
Daim Blond, genel olarak
tatlımsı meyveli-deri-iris-misk kokusu olarak nitelendirilebilir. Bu da onu
çiçeksi-meyveli deri sınıfına sokabilir. Uyumlu, sakin, barışçı ve konforlu
yapısı var. Yumuşak/uysal meyvemsilik (kayısı) ve süet/deri her daim ön planda.
Parfüm bu iki elementin üzerine kurgulanmış. Geri plandaki iris, baharatlar ve misk,
parfümü farklı kılmaya çalışıyor gördüğüm kadarıyla. Peki başarılı
olabiliyorlar mı? Ne yazık ki hayır.
Daim Blond, oldukça
tatlımsı meyveler (neredeyse meyve suyu gibi) ve süeti birleştirerek farklı bir
yol çizmeye çalışmış kendisine. Evet fikir olarak harika fakat uygulamada çok
başarılı olduğunu düşünmüyorum. Neden mi?
Daim Blond, başlangıcında
tuhaf bir yara bandı efekti ile sizi karşılıyor. Meyveler çok rafine ve
lezzetli değil. Biraz yapaylık sınırında. Tamam çok pürüzsüz kullanılmış ama
yine de Robert Piquet - Visa'daki o gibi müthiş meyveleri beklemeyin. Bu
anlamda biraz şaşırttı beni. Zaman zaman meyvelerin tatlılığının artması, kimi
parfüm severlerin hoşuna gitmeyebilir. Sonrasında ortaya çıkan süeti de kendime
yakın bulamadım. Tamam deri parfümlerini severim ama burada pek ilgimi çekmedi
o süet kokusu. Bilemiyorum belki de tenime uymadı bir türlü. Yani yıldızımız
barışmadı.
Daim Blond, reformülasyon
geçirmiş olabilir. Meyveler biraz sulandırılmış hissi uyandırdı bende. Belki
Serge Lutens'den beklentim çok yüksek olduğu için biraz hayal kırıklığı yaşadım.
Lutens parfümlerinin o egzotik, gizemli ve sizi alıp götüren karakterine burada
rastlayamadım. Ortalama bir meyveli deri parfümü olmuş Daim Blond. Saklısı
gizlisi yok. Her nota ortada.
Bilemiyorum bana deli der
misiniz ama kokusunu az da olsa Aventus'a benzettim. Aventus'un o dumansı
meyvemsiliğini andırıyor buradaki dumansı kayısı kokusu. Aventus daha ferah,
canlı ve dinamikken, Daim Blond sönük ve hüzünlü. Hatta Mitsouko ile çok
uzaktan akraba bile olabilir Daim Blond. Fragrantica’da şipre olarak
sınıflandırılmasını şimdi daha iyi anlıyorum. Gerçektende Mitsouko’daki
meyvemsi şipre karakterini hatırlatıyor Daim Blond.
Derinliği olmayan, basit,
düz bir kokusu var. Başından sonuna kadar değişmiyor. Aynı çizgide ilerleyen
yapısı uzun kullanımlarda sıkıcı olabilir. Fakat enteresan şekilde Diam Blond'u
koklayan hanımlar genellikle çok beğendiler. Yani bu parfüm ilginç şekilde
kadınların övgüsünü alıyor. Belki meyve aroması böyle tepki vermelerini sağlıyor.
Sonuçta kadınları hangi erkek anlayabilmiş ki :)
Farklı kaynaklarda
uniseks olarak görünüyor. Bence az da olsa kadın kullanımına yakın. Çok erkeksi
çağrışımlar yapmıyor kokusu. Fakat meyveli parfümleri seven erkeklerde
denemeliler. Belki onların tenine daha iyi uyum sağlar.
Eau de Parfum (EDP)
formunda Daim Blond. Bence doğru kullanımla dört mevsime de uyabilir. Fakat
yine de ılık/serin ilkbahar/sonbahar günlerine yakışacağını düşünüyorum.
Kalıcılığı idare eder. Fark edilirliği başlarda yüksek. Sonra tene yakın hale
geliyor.
Not: Bu parfümü bana
ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.
Koku Güzelliği:10/6.5
Çok merak ettiğim bir koku, fikir olarak çok sevilesi duruyordu yorum biraz üzdü :)
YanıtlaSilFikir güzel de pratik iyi olmamış bence. Belki de sen seversin bilemiyorum.
SilSüet çok sevdiğim bir koku, irisle ve yumuşak baharatlarla da çok yakışıyor. Ama hayalimdeki süet kokusunu bulamadım hala :)
SilAslında Daim Blond tam söylediğin gibi. Fakat bir yorumcu kokusunu eczaneye benzetmiş. Gerçekten hafiften o kıvamda sanki.
SilLe Peau de Bois: Ağaç kabuğu
YanıtlaSilDaim Blond: Sarı Suet demek.
Şimdiye kadar okuduğum bütün parfüm yorumlarındaki parfumlerin herhalde hepsinin anlamını merak edip ögrenmişimdir.