Bu öylesine bir hikaye ki, sayfalarca da
yazılsa muhakkak eksik yanları kalacaktır. Hatta biraz mutluluğun resmini
çizmek gibi. Bitmeyen bir aşkın, bağlılığın, tutkunun, muhafazakarlığın,
dişiliğin, estetiğin, sanat eserinin, zamanın ötesini tasarlamanın hikayesi
aslında. 20. yüzyıldan 21. yüzyıla uzanan bir köprü olarak düşünülebilir No.5.
Onu nasıl anlatmaya başlasam ki…
Her şey, zeki bir Fransız iş kadınının,
Parisli elit sosyal tabakaya mensup kadınlar için devrimci bir koku tasarlamaya
karar vermesiyle başladı. Gabriel Chanel isimli bu genç kadın, henüz yirmili
yaşlarının başında Fransız moda çevrelerinin fenomeni olmuştu. Matmazel Chanel,
1909 yılında tekstil milyoneri Etienne Balsan'ın metresi olmuş ve bunun sonucunda
Balsan'ın apartmanının altında butiğinin ilk adımlarını atmıştı.
1920'li yılların başında, Paris'te iki
başarılı butiğe sahipti. İşleri yolunda gidiyordu. Tasarımları adeta
kapışılıyordu sosyete tarafından. Fransa'nın güneyinde bir villa satın almış ve
dönemin zenginlik sembolü mavi Rolls Royce’u ile gezintilere çıkıyordu. Moda
dünyası adeta onun etrafında pervaneydi. Herkesin imrenerek hatta kıskanarak
izlediği hayatında bir eksiklik olduğunu düşünüyordu. Galiba ne istediğini
sonunda anlamıştı. Matmazel Chanel, 1920'li yılların modern kadınını
özetleyecek ve onu tarif edebilecek bir koku yaratmak istiyordu.
Böylece efsane parfümör Ernest Beaux ile
irtibata geçti. Beaux, Rusya Kraliyet Ailesi’nin özel parfümcüsüydü. Matmazel
Chanel için hemen çalışmalarına başlayan Beaux, bir kaç ay sonra on farklı koku
numunesini Chanel’in beğenesine sundu. Bu örneklerin isimleri şöyleydi:
1,2,3,4,5,20,21,22,23,24. Chanel bu on numune arasından beş numaralı olanı
seçti. Bu seçim, parfüm dünyasında yeni bir çağın başlamasını sağlayacaktı.
Kaderin bir oyunu mu bilinmez ama çok
ilginç bir şey olmuştu. 5 numaralı numunenin aslında hata sonucu oluştuğu
kulaktan kulağa yayıldı. Parfümör Beaux'un asistanı, parfümün yapımı aşamasında
labaratuvarda çalışırken, 5 numaralı numunede yanlışlıkla fazla miktarda
aldehit kullanmıştı. Doğada bulunmayan ve sentetik olarak üretilen aldehit
isimli kimyasalın bir parfümün içine ilk defa bu kadar çok oranda konulmasına
şahit olunuyordu. Zaten No.5’ı bu kadar
eşsiz ve devrimci yapanda içeriğindeki yüksek orandaki aldehit sentetiğiydi.
Bayan Chanel, küçük bir kaza sonucu son halini alan bu kokuya mest olmuştu.
Yasemin, gül, sandal ağacı ve vanilyanın
başrolündeki bu parfüm, ilk çıktığı zaman, Matmazel Chanel'in ustaca pazarlama
taktikleriyle büyük başarı yakaladı. Bu önemli başarıyı kutlamak için, Chanel,
Ernest Beaux ve arkadaşlarını popüler bir restorana davet etti. Yemekten sonra
masadaki kadınlara yeni parfümünü koklattı.
No.5 isimli parfümü deneyen her kadın adeta kendinden geçmişti ve bu kokunun ne olduğunu sordu. Matmazel Chanel, yeni parfümünün onayını almıştı adeta. Üstelik hemcinslerinden. Ve parfümü için şöyle söyleyecekti:
"Kalabalık bir ortamda No.5'ın
kokusunu alan birisinin ilk yaptığı şey yürüdüğü yolda durmak olur. O anda,
karşı taraf, daha önce hiç rastlamadığı bir kokuyla karşılaşmıştır. Bu durum,
parfüm tarihinde bir devrimdir." Bu kokunun Gabriel Chanel'in manastırda
geçen çocukluk anıları ve şöhret kazandıktan sonraki lüks hayatı arasında denge
oluşturduğu söylenebilirdi.
2014 yılına gelindiğindeyse, aradan geçen
93 yılın ardından No.5, hala dünyanın en çok satan, en başarılı ve en ikonik
parfümü olarak karşımızda sapasağlam duruyor. Bizimse yapmamız gereken tek şey
saygı duymak ve onun kadınlarla arasında kurduğu özel bağı anlamaya çalışmak.
Bir erkek ne kadar başarabilirse...
Daha anlatacak çok şey olsa da artık
parfüme geçmem gerekiyor. Çünkü bu parfümü bir çok koku sever yazmamı
istiyordu. Kısmet bu güneymiş diyeyim ve detaylara inelim. Kendi sitelerinde
çiçeksi-aldehit olarak sınıflandırılmış.
Üzerime ilk sıktığımda keskin ve yoğun
pudra bulutu karşıma çıkıyor. Üst notalardaki bu sabunsu çiçekler, aldehitlerin
marifeti. Çok kadınsı, çok eski ve çok tanıdık. Başlangıcını kendime yakın
bulduğumu söyleyemem. Orta kısımda pudra oranı hissedilir oranda düşüyor. Onun
yerini çiçek demeti alıyor. Çiçeklerden yasemin, ylan ylang, sümbülteber ve gül
algılıyorum. Bildiğimiz baskın kadın parfümü formu devam ediyor. Geçeyim son
kısma. Neyseki burada kadınsı bulut dağılıyor. Ortaya eski zamanların erkek
parfümlerindeki hayvansal vanilya, meşe yosunu ve amber çıkıyor. Alt notaları
harika diyebilirim No.5'ın. Böylece de tenden ayrılıyor.
Dünyanın en meşhur parfümünü uzun uzun
anlatmaya pek niyetim yoktu ama sözcükler zihnimi fazlasıyla doldurmuş durumda.
Ana hatlarıyla bahsetmeye çalışacağım. No.5'ın safkan kadın kokusu olduğu çok
açık. Benim gibi bu tür ayrımları sevmeyen birisi için bile fazlasıyla dişil
yapısı var. Onu erkeklerin üzerinde pek hayal edemiyorum. Kullanan erkek varsa
da her zaman ki gibi saygı duymaktan başka seçeneğimiz yok.
No.5, başından sonuna kadar çiçeklerin
hakimiyetinde. Pudralı/makyaj malzemesi kıvamındaki aldehitler, üst notaları
adeta domine ediyor. Başka hiç bir şeye izin vermiyor. Daha ilk saniyelerde
"Ben kadın parfümüyüm ve tarzım da bu. İşine gelirse" der gibi.
Kartlarını tamamen açık oynuyor. Burnumuzun derinliklerine kadar kokusu
işliyor. Onu unutmak pek mümkün değil anlaşılacağı üzere.
Orta kısımda sakinleşen ve dengeye oturan
aldehitler, pudramsı efekti de azaltıyor ve diğer çiçeklerin önünü açıyor.
Buradaki kokuyu biraz Carnal Flower ve Fracas'a benzettim. Oradaki sabunsu
pürüzsüz çiçeksilik aynen burada da mevcut. Ayrıca ciddi anlamda da temizlik
hissi veriyor genel olarak. Son kısımsa en şaşırdığım yeri oldu. Müthiş bir
hayvansal vanilya amber ve meşe yosunu, dejavu yaşamama sebep oldu. Derby ve
New York'taki hissi veren alt notalar rahatlıkla erkekler tarafından kullanılabilir.
No.5'ın nasıl bir parfüm olduğunu
düşünürken çoğu zaman neden ve hangi dönemde tasarlandığı göz ardı ediliyor.
Karşımızda 1921 yılında oluşturulmuş bir kompozisyon var. Yani yaşayan,
ulaşılabilir, dokunulabilir ve koklanabilir bir tarih. Sadece bize bir mağaza
uzaklığında. Ne büyük şans!
Bu parfüm beni 1920'li yılların Paris'ine
götürüyor. Birinci Dünya Savaşı gibi büyük bir travmayı atlatmış Avrupa
kıtasının, ilk büyük endüstriyel ürün/markalarından birisi olduğu söylenebilir
No.5'ın. Gabriel Chanel'in dönemin ruhunu yansıtan kabarık elbesesi ile bir
gece kulübünde olduğunu hayal ediyorum. Elinden hiç düşürmediği sigarası, şuh
kahkahası, erkekleri etkileyici bakışlarıyla baştan çıkaran ve bu yaptığından
gizlice zevk alan bir kadın. Paris'in en önemli tasarımcılarından birisi
olmanın özgüveniyle oturduğu masasında arkadaşlarıyla eğlenirken, gözü şarkıcı
kadının elbisesine takılıyor. "Ne kadar da zevksiz bir kıyafet" diye
içinden geçiriyor. Şehrin en kalabalık kulübünde etrafta bir çok güzel kadın,
salına salına dolaşıyorlar. Her birinin üzerinden ve saçlarından yayılan pudra
kokusu baş döndürücü. İşte No.5 böyle bir ortam için ve böyle bir kulüp de
kullanmak için özellikle tasarlanmış gibi.
Onun kokusunu çoğu kişinin "yaşlı ve
süslü kadınlara" benzetmesi çok anlaşılabilir ve kabul edilebilir. Evet o,
nostaljik ve tarihi kokuyor. Günümüzün parfüm trendlerine çok uzak. Fakat 1921
yılında tasarlanmış bir kokunun, 2014 yılının beğenisini yansıtmasını
beklemenin anlamsız olduğu aşikar. No.5'i kendi dönemi içinde değerlendirmek ve
o zamanın şartlarını düşünmek gerekiyor. Fakat bu durum onun neden hala
dünyanın en çok satılan parfümü olduğunu açıklamaya yetmiyor. Dünya üzerinde
her otuz saniyede bir No.5'ın satıldığı gibi ufak bilgi vereyim sizlere. Siz bu
yazıyı okurken dünyanın farklı yerlerinde bir çok No.5 satıldı yada satılıyor.
Bu parfümü kullanan ünlüler kimler diye
baktığımızda kuşkusuz Marilyn Monroe karşımıza ilk çıkan isim olur. Hatta onun
meşhur sözünü bir kere daha tekrarlayalım. Monreo’un bir konuşma kaydında
"Gece yatarken üzerinizde ne olur" gibi manalı bir soruya
"Tabiki No.5. Doğru söylüyorum. O gerçek" cevabını verdiği rivayet
edilir ki muhtemelen doğrudur. Gerçi bu söze şaşırmamak lazım çünkü No.5'in
pazarlama kampanyalarında da rol almıştır Marilyn Monroe. Kadınların çok
sevdiği aktör Brad Pitt bile No.5'ın reklam afişlerini süsledi. Kadın
parfümünün tanıtım afişinde erkeğin ne işi var sorusunu duyar gibiyim. Burada
Chanel markası, artık No.5'ın kadın-erkek gibi kavramların bile üzerinde bir
kategoriye yükseldiğini vurgulamak istiyor büyük ihtimalle.
No.5'ı kullanan diğer ünlüler şöyleymiş:
Catherine Deneuve, Eva Mendes, Jessica Alba, Kate Moss, Nicole Kidman ve
Victoria Beckham. Parfümün benim tespit ettiğim dört farklı formülasyonu var.
Parfum, EDP, EDT ve EDC. Benim denediğim EDP idi. Dünya parfüm tarihini
değiştiren bu klasik benim için kullanması ve sevmesi zor bir yapıda. Onun
içindir ki mutlaka deneyin ve bu tarihi koklayın. Fakat almadan önce defalarca
test edin ki pişman olmayın.
Parfüm kritikçisi Luca Turin'in kitabında,
No.5 pudralı çiçek olarak sınıflandırılmış ve beş üzerinden beş yıldız
verilerek en iyi parfümler listesine alınmış. Doğru dozajlama ile dört mevsimde
de kullanılabilir. Yaşı kırk ve üzerindeki kadınlara tavsiye edebilirim.
Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com
sitesine teşekkür ederim.
Koku Güzelliği:10/7
Koku Güzelliği:10/7
Çok merak edip iki ay önce denemiştim ama çok baydı beni ? Aromatic Elixir kullaniyorum ama bunun daha ağır bir hali var. Çok kadınsı kokuyor. Gerçi kadın erkek parfümü ayrımam normalde ama bu parfümde onu farkettim :) Kesinlikle şuan hazır değilim No:5 için :( Ama Marilyn Monroe tütün kolanyası sürse o bile bir şaheser olurdu :)
YanıtlaSilChanel no 5. Ne söylenebilir ki ! Şişesini elime almadan önce şöyle bi hazırlık yapıp dikkatlice alıyorum elime,titriyorum resmen.Marilyn Monroe'nun dışında bu kokuyu en çok Madonna ile özdeşleştiriyorum ben.No. 5 kullandığımda bir madonna albümü dilerim o nedenle.2si de devrimci 2side eksimeyen 2side efsana 2side zamansız !
YanıtlaSil40 yaş üstü kadınlara tavsiye etmişsiniz sayın PM peki 24 yaşında bir erkekte kullanabilir mi ?
Zira kullanıyorum da skıntı olmaz dimi :D :D :D
40 yaş üstü kadınlar için önerdim ama 24 yaşındaki bir erkek tabiki kullanabilir. Zaten sonları oldukça erkeksi. Beni tek sıkıntıya sokan yeri başlangıcı oldu. Fakat sen beğenerek kullanıyorsan söyleyecek bir şeyim olamaz. Keyfini çıkar diyebilirim.
SilEvet başlardaki aldehit bombardımanını atlatınca kıyafette özellikle kaldıkça müthiş oluyor.
SilSana izin var !!! Sen kullan zaten eksik kalmasın :)) Ama şuda var sana yakışır canım kardeşim :D Terkar deneiyeceğim israrla taaki yaşnanana kadar :D
SilGünlük kullanımı bilemiyorum ama, özel bi gecede, işini bilen şık bi adam smokiniyle bu kokuyu gayet güzel kullanır. On numara beş yıldızı alır.
YanıtlaSilBaşlarda farkedilirliği yüksek ancak kalıcılık olarak çok kuvvetli olduğunu düşünmüyorum. Hakikaten o buram buram kokan koridor parfümleri geçmişte kaldı. Zaten No 5'in de IFRA kurallarından dolayı yeniden formüle edildiğini duymuştum. Yeni düzenlemeler sonucu nedense parfümler oldukça sulu zayıf bir yapıya büründü. Bu konuda fikrini almak isterim ParfümMerakı ?
YanıtlaSilNo.5 daha önce defalarca reformüle edilmişti muhtemelen. Yani sadece IFRA'ya bağlamak doğru olmayabilir.
SilEski parfümlerin sulu ve bir tuhaf hale geldiklerine katılıyorum. Hatta bu durumu rahatlıkla görebileceğin örnekler vereyim. Aynı o sulandırılmış hissi rahatlıkla alabiliyorsunuz. Mesela:
Ralph Lauren - Safari
Hugo Boss - Number One
Christian Dior - Eau Sauvage
Özellikle eski tarz turunçgilli şiprelerin yeni formülasyonlarında bahsettiğin sulandırılmışlık durumu mevcut.
En cok satilan parfum olmanin hakkini sonuna kadar veriyor bence.muthis. tek kelimeyle. Siradisi. Ben bu kadar sevdigim icin mi acaba eksikliklerini göremiyorum. Agir gelmedi bana. Ustumde koklayanlar erkek parfumu oldugunu dusunduler. O kadar yani:)
YanıtlaSilChannel mademoiselle klasiğini de dört gözle bekliyoruz sayın parfüm merakı
YanıtlaSilCoco Mademoiselle elimde yok ne yazık ki. Ama ulaşabilirsem tabii ki buradan paylaşırım düşüncelerimi.
Sil