8 Ağustos 2013 Perşembe

Cartier – Roadster (2008)



Cartier – Roadster (2008)  Markanın erkek parfümü.

Nedense küçüklüğümden itibaren saat takma alışkanlığım olamadı. Bileğime taktığım o saat, sanki beni sınırlandıran ve boyunduruğu altına alan pranga gibi gelir. Neyseki cep telefonları yaygınlaştı da saat takmak gibi zorunluluğum kalmadı. Ama saat ile ilgili aklıma gelen en matrak isim Hürriyet gazatesi yazarı Kanat Atkaya.

O da benim gibi saat ile arası iyi olmayanlardan. Cep telefonları da henüz yaygın değilken, saati öğrenmek için önünden geçtiği dükkanların içindeki duvarlara bakar ve orada bir saat görürse öyle öğrenirmiş saati. Bu hallerini esprili şekilde anlatırdı yazılarında. Şöyle bir düşündüğümde hiç de fena fikir değilmiş hani.

Malum, yaş biraz ilerleyince insanların neden saat taktıklarını yavaş yavaş anlamaya başladım. Evet ilk amaç zamanı öğrenmek olabilir. Son yüzyılın en önemli bilim insanlarından olan Albert Einstein’in geliştirdiği Genel Görecelik Kuramına göre zamanın evrenin farklı noktalarında farklı hızlarla aktığı, hatta durabildiğini göstererek, mutlak bir kavram olmadığını, değişken bir algı olduğunu ispatlıyor. Aslında saatlerinize baktığınız zaman, gerçek zaman olmayabilir. Buyrun çıkın çıkabilirseniz işin içinden!

Sadece bilimsel anlamda değil, insanın kendisini toplum içinde konumlandırmasıyla da ilgili sanırım saat kullanma kavramı. Burada tabiki çok yüksek fiyatlara satılan lüks saatlerden bahsediyorum. Mesela Tag Heuer, Vacheron, Rolex veya Cartier. Yüksek fiyatlı saatin, girilen sosyal ortamlarda dikkat çekmesi gerekiyor belki de. Bu anlamda aslında parfümler ile saatler arasında bağ kurabiliriz. İkisi de sizi mutlu ediyor, ikisi de size statü sağlıyor, ikisi de bireyselliğinizi okşuyor, ikisi de size "özel" olduğunuzu hissettiriyor.


Cartier'in, insanların bu iki haz nesnesine yönelik ürünleri doğal olarak radarımıza takılıyor pafüm severler olarak. İlhamını Cartier'in aynı isimli saat serisinden almış Roadster. Bu anlamda Cartier'in diğer parfümleri ile aynı yol izlenmiş isim konusunda. Yeni sayılabilecek parfümlerden. Kendi sitelerinde fujer ailesine yakın olduğu belirtilmiş. Daha önce duymadığım mineral-fujer akorundan da bahsedilmiş. Bakalım nasıl bir arkadaş çıkacak karşımıza.

İlk sıktığımda nane-mentol ile kabe samanı karşıma çıkıyor. Ağırlık nane de. Kabe samanı geri planda. Sanki biraz biber de var. Fena değil başlangıcı. İlerleyen dakikalarda nane etkisini devam ettirirken yapaylık sınırında dolaşan odunsu notalar kendisini göstermeye başlıyor. Bu kısım başlangıcına göre daha tatlı. Sanki biraz aromatik otlar veya baharatlar da var. Orta notalar genel beğeniye uyacak gibi. Sonlarda ise vanilya hissediyorum hatırı sayılır derece de. Ona odunsu notalar eşlik ediyor. Güzel diyebilirim alt notaları için.

Roadster, ferah başlıyor, tatlılaşarak devam ediyor ve neredeyse oryantal gibi sona eriyor. Bir çok kişi kokusunun ferah olduğundan bahsediyor. Bunun sebebi şüphesiz önemli oranda kullanılmış nane aroması. Zaman zaman serinlik hissettiren bu naneyi bazıları diş macunlarına benzetmiş. Bence öyle yoğun bir diş macunu efekti yok.

Genel itibariyle ortalamanın biraz üzerinde kaliteye sahip. Başlangıcında yapaylığa rastlanmıyor. Oldukça pürüzsüz diyebilirim. Orta kısımda ise yapaylık odunsu notalardan geliyor. Muhtemelen sedir. Hatta bir parça Iso E Super kullanılmış. Anlaşılan bana rahatsızlık veren aktör o. Sonlarında ise güzel bir vanilyayla teninize veda ediyor.


Modern, parlak, pozitif, herkesin sevebileceği gibi kurgulanmış ana akım parfüm olarak görüyorum Roadster'ı. Harikalar yaratmıyor. Niş parfüm kalitesinde değil. Ama nane kokusunu sevenler için az sayıdaki örnekten birisi. Öyle bir şişesinin peşinden koşulacak kadar başarılı bulmadım. Bende pek iz bırakmadıysa da kötü parfüm olduğunu söylemek mümkün değil. Cartier'in diğer denediğim parfümlerindeki dikkat ve özen burada da gösterilmiş. Açıkçası benim için "Eh işte" güzelliğinde.

Nane ile ilgili duruşum biraz farklı. Normalde bitki halindeki naneyi çok severim ve kokusunun da dünyanın en nefis rahiyalarından birisi olduğunu düşünürüm. Hatta markete veya manava gittiysem özellikle taze nane bitkisini koklarım. Fakat o güzelim nane kokusu parfümlerde kullanılınca bir türlü sevemiyorum. Bitkisinin o doğal, mis gibi kokusunu veremiyor parfümörler. O gerçekçiliği denediğim hiç bir nane temalı parfümde bulamadım. Bu anlamda çok ilginç bir bitki.

Bu haliyle genç yaştaki arkadaşları hedeflediğini düşünüyorum Cartier'in. Zaten parfümün ilk çıktığı yıl olan 2008 yılındaki bir basın bülteninde genç erkeklere yönelik düşünüldüğü bilgisine rastladım.

İlk kullandığım zamanlarda oldukça beğendiğim kokusu, zamanla biraz sıradan gelmeye başladı. Sanrım bir parfümü 4-5 günden fazla kullanınca sıkılmaya başlıyorum. Bu da benim için ciddi bir tehlike. Haydi hayırlısı.


Neredeyse bütün işlerini Cartier için yapmış olan Mathilde Laurent tasarlamış kokusunu. Dört mevsim kullanmaya uygun yapısı memnun edici.

Artıları:
+ Sonlarını beğendim.
+ Herkesin sevebileceği kokusu.

Eksileri:
- Orta kısmında yapaylık hissediliyor.
- Uzun süreli kullanımda sıkıcı olabilir.
- Rakiplerine göre biraz yüksek fiyata sahip.

Koku Güzelliği:10/6.5

11 yorum:

  1. Cartier un de soir... Doğru mu yazdım bilmiyorum ama Un de soir varken bu parfüm biraz gereksiz bence...

    YanıtlaSil
  2. cartier d'un de soir çok güzel bir koku özellikle değişik bir koku gül ve karabiber güzel kullanılmış tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
  3. D'un De Soir gül merkezli çok başarılı bir koku gerçekten de.

    YanıtlaSil
  4. D'un sior güzel ama pahalı amerika merkezli parfüm sitelerinde 55 dolar falan türkiyede 230-240 tl

    YanıtlaSil
  5. Sevgili Parfüm Merakı, fırsatın olursa Cartier'in 'Le Baiser du Dragon' ve 'Must de Cartier' isimli parfümlerini denemeni önemle tavsiye ediyorum. Benim nacizane fikrim hem niş kaliteye yakın çok rafine hem de unisex kullanıma oldukça yakınlar. Severek kullandığım gizli hazineler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Must de Cartier'in zaten peşindeyim ama hala ulaşamadım ne yazık ki.

      Sil
    2. Must'ın bayan versiyonu çok başarılı ve uniseks kullanıma uygun bence. Erkekğini ben beğenmiyorum. Senin beklediğin hangisi ?

      Sil
    3. Hem erkeği hem de kadını merak etmekteyim. Tabiki önceliğim erkek Must de Cartier.

      Sil