Ralph Lauren – Safari For Men (1992) Markanın
klasikler arasında yerini almış erkek parfümü.
Gece saat tam
da 00.00’da yazmaya karar veriyorum. Bilgisayarın içindeki müzikler kulağımın
içinde adeta, kulaklık marifetiyle. Bir taraftan IAMX – My Secret Friend
çalarken, dört dakika altı saniye sonra bu sefer İIO – Runaway sırayı alıyor.
Ve müzik listesindeki on dokuz şarkı gibi diğerleri sıranın kendilerine
gelmesini bekliyor.
İçim nedense
bir garip son 1-2 senedir. Yaşlanıyor muyum yoksa hayatı anlamaya mı başlıyorum
emin değilim. Fakat emin olduğum bir şey var ki dünya iyiye doğru değil kötüye
doğru gidiyor. İyi de var mı elle tutulur kanıtların diyecek olursanız da cevap
verebileceğimi sanmıyorum. Ama bir şeyler olduğunu hissediyorum.
Acaba hayatın
olağan akışı mı hızlanıyor? Yoksa insanoğlu artık endüstriyel hayata yabancılaşıyor
mu? Yani her şeyin hatta ilişkilerin bile mekanikleştiği, içinin boşaldığı,
arkadaşlıkların çıkar üzerine kurulduğu bir dünyaya doğru gittiğimize inancım
artıyor.
Aslında her
şeyin kocaman bir oyun olabileceği ihtimali Jim Carrey’nin o dramatik filmi “The
Truman Show”’un aklıma gelmesine sebep
oluyor. Kariyerinin ilk yıllarında absürd-komedi filmler ile parlayan Jim
Carrey’in bence en hüzünlü filmlerinden birisi. Hani şu hayatının aslında
kocaman bir film stüdyosunda geçtiğini öğrendiği müthiş film. Yıllarca yaşadığı
her şeyin aslında bir televizyon şovunun parçası olduğunu anladığında yaşadığı
hayal kırıklığını sanırım ondan daha iyi başka bir oyuncu anlatamazdı.
The Truman Show'da Jim Carrey'in herşeyin bir oyun olduğunu anladığı sahne.
Yani aslında
insanın hep eskiyi özlemek gibi bir refleksi var bence. Çocukken büyüklerin
“Nerede o eski bayramlar” sözüyle bolca dalga geçerdik. Fakat şimdi düşünüyorum
da acaba büyüklerimiz haklı mıydı? Eskilerin insan ilişkileri, hayatları,
dünyaya bakışları daha mı doğruydu? Yoksa ileriye doğru akan her gün dibi
görünmeyen bir uçuruma doğru mu gidiyoruz? Umarım öyle değildir. Zaten
“ummaktan” başka elimizden ne gelebilir ki. Cher’in o güzel şarkısında
söylediği gibi “Hayat o kadar güçlü ki…”
Yahu parfüm merakı
içimizi kararttın. Kıvanç Tatlıtuğ’un baklavalarından yada Beren Saat’in nasıl tecavüze
uğradığı gibi magazinsel konulardan bahset diyebilirsiniz. Yada 1 Mayıs’da
aslanlar gibi yürüyen “Antikapitalist Müslüman Gençler”’den bahset. Hatta
güncel siyasete gir. Satılmayan bir tiyatrolar kalmıştı, onu da
özelleştiriyorlar. Yazsana iki cümle diyebilirsiniz. Özellikle yazmıyorum.
Çünkü yazarsam çok ağır olacak tutamayacağım kendimi.
Konu yine
dağılmaya başlarken küçük bir müdahale ile parfümlere döneyim. Çünkü Ralph
Lauren – Safari For Men’i deneme sürecinde aklıma sürekli eski günler ve çocukluğum
geldi. Bana bu hissi yaşatan durumun nedeni Safari’nin 1990’ların başında
piyasaya sürülmesi ve döneminin bütün özelliklerini bünyesinde barındırması
diyebilirim.
Fragrantica’da
aromatik odunsu olarak sınıflandırılsa da bence Safari For Men şipre ve
aromatik fujer karışımı ilginç bir yerde. Fakat aromatik fujer yönü daha ağır
basıyor gibime geldi. Safari’nin açılışı tam bir şipre gibi. Otsu notalar,
bergamot ve eski kokan turunçgiller sanki Christian Dior - Eau Sauvage havası
veriyor başlangıca. Adeta eski bir kovboy filminden fırlamış karakterler gibi.
Süper-erkeksi, modası geçmiş, biraz tozlu ve nostaljik. Günümüzün modern
parfümlerine o kadar uzak ki. Bana eski limon kolonyalarını hatırlattı.
Orta notalara
geçildiğinde kokusu oldukça değişiyor. İşte eski parfümlerin güzelliklerinden
birisi de bu. Yeni parfümler gibi dümdüz kokular değiller. Üzerlerinde
çalışılmış, detaylı ve size her an bir sürpriz yapabilir. Bu kısımda aromatik
baharatlar hakim diyebilirim. Fakat öyle bildiğimiz bir tarçın-karanfil gibi
kullanılmamış. Baharatlar çok egzotik haldeler. Evet sanırım doğru kelime
“egzotik”. Nasıl anlatılır tam olarak bilemiyorum ama ferah hatta soğuk bir
havası var baharatların. Çok yumuşak ve tahammül edilebilir. Diyebilirim ki
parfümün bana en yakın gelen bölümü burası.
Alt
notalarında ise tam bir 1980’ler parfümü gibi davranıyor. Aromatik odunsu
notalar, deri, silhat üçlüsü sazı ele alıyor. Böylece tenden ayrılıyor.
Safari For Men
kim ne derse desin eski dünyadan kopup gelmiş ve yolunu kaybetmiş bir zaman
yolcusu gibi. Günümüzün parfüm trendleri ile uzaktan yakından ilgisi yok. Hatta
bu kokuyu duyan bir çok genç arkadaş muhtemelen sağa sola kaçışacaktır. Bir
kere bildiğimiz anlamda çok tatlı bir yapısı yok. Evet orta notalarda biraz
tatlılık hissediliyor ama kesinlikle baygın bir kullanım değil. Safari’yi
kısaca şöyle kritik edebilirim: Başlangıcını sevmedim, orta notaları sevdim,
alt notaları ise hiç bana göre değil.
“Biraz da eski
kokuları incele parfüm merakı” istekleri üzerine başvurduğum bir arkadaştı
Safari. Açıkçası bu tarzdaki parfümlerle aramın pek iyi olmadığını daha
önceleri de söylemiştim. Fakat bunu bir önyargı olarak değil, olgu olarak düşünebilirsiniz.
Belki de bu tür parfümler daha 35 yaş ve üzerindeki erkekleri hedeflediği
içindir. Ama bir türlü sevesim gelmiyor. Safari’nin kokusu bana erkeklerin
kullandığı traş köpüklerini hatırlattı.
Buradan
Safari’nin başarısız bir parfüm olduğu anlaşılmamalı. Genel olarak detaylı ve
belli bir kalitenin üzerindeki yapısı memnun edici. Kendine özgü duruşu var.
Bir dönemin ruhunu yansıtan klasiklerden birisi. Özellikle bu tarz erkeksi ve
maço parfümleri sevenlerin ilgisini çekeceğine eminim. Birebir benzemeseler de
Guy Laroche – Drakkar Noir ve Polo Crest’e yakın diyebilirim kokusu.
Safari For Men
tam bir erkek parfümü. Bir kadında düşünemiyorum. Çok sıcak yaz günleri dışında
her zaman kullanılabilir. Aman denemeden almayın yoksa pişman olabilirsiniz.
Artıları:
+ Orta
notaları fena değil.
+ Böylesi
erkeksi kokuları sevenlerin oldukça hoşuna gidecektir.
Eksileri:
- Başlangıcını
sevemedim.
- Herkesin
sevebileceği bir parfüm değil. Almadan önce denemeniz yerinde olacaktır.
- Benim için
biraz fazla “eski” kokuyor.
Koku
Güzelliği:10/6
Parfüm merakı ck-man/hilfiger 1985 noldu bi köşeye mi attın :((
YanıtlaSilValla onlar biraz daha bekleyecek gibiler Volkan. Belki de beklemezler. Kim bilir :))
Silhocam hiç bişey beğenmiyosun sende, nasıl olacak :|
YanıtlaSil:)))
SilOnur, önümüze gelen her şeyi beğenmek mi daha iyi biraz seçici olmak mı?
SilSağdaki bölümde en sevdiğim parfümler var. Ayrıca oraya yazmadığım bir çok parfüm var hoşuma giden. Demek ki bir şeyleri beğeniyorum :))
Parfüm incelemesi diye geldim o baştaki yazı şu anki ruh halim ve yeni yaşadığım olaylarla birleşince bir garip oldum. Arada değinmek lazım bu insanların duygusuzlaşması meselesine.
YanıtlaSilNeyse ben de yorumumu burda parfüme çevireyim. Çok övülen az bulunan eski maskülen bir koku safari başka yerlerdeki incelemelere de bakarsak. Bir ara o kadar çok bu parfümü öven bir inceleme okudum ki neredeyse alıyordum gözüm kapalı hem de hayli yüksek fiyata. İyi ki almamışım diyorum şimdi. İlerde bulabilirsem denerim ama piyasada bulmak da pek kolay değil zaten bu parfümü.
Bence burdaki yorumların etkisinin altına kalmaman lazım cünkü Parfüm Merakı arkadaşımız kendi fikrini yazmış fakat o öyle yazmış diye öylemidir tartışılır.Kendisi YSL Body Kourosu beyenmemis ve kendisinin beyendiği ürünler (Costume National ve Serge Lutens -Chergui) bi kokla istersen ve ondan sonra karar ver buranın yorumları nekadar sağlıklı olp olmadığı konusunda
SilParfüm merakı yazılarını yazarken takındığın ciddiyeti bir kenara bırakıp cevap vereceksin hatta geçiştirmek için çaba sarf edeceksin ve yine hatta espiriye vurup mizah güdeceksin...Kim bilir belki tüm bunlardan arınıp seni takip ettiğim gibi doyurursun beni...Kimsin,,nerede yaşıyorsun,İsmin ne hayata bakış açın nasıl...vb?Birgün de parfüm öncesi seni yorumlayalım seni merak ediyoruz ya bu blogda seni okuyalım ne dersin.
YanıtlaSilDünya gezegeni üzerinde yaşayan sıradan bir parfüm severim. İsimlerin, nerede yaşadığımızın ne önemi var ki?
SilParfüm merakı blogunda ilginç atraksiyonlara tabiki yer verebiliriz.
İsim belli, ya Aydın ya Raşit :) ben de yaşınızı merak edenler arasındayım. Ama bu merak sizin kişisel bilgilerinizi öğrenmek için değil parfüm incelemeleri yaparken yaşın da etkili olmasından. Bunu saklı tutmak isteyişinizi de anlayışla karşılıyorum, ileride belki video incelemeler gelir bazı okurlar bazı sorulara cevap bulmuş olur :)
Silhem modern hemde eskı kokuları sevebılıyor olmam benım ıcın buyuk bır şans.
YanıtlaSilburnumun sevdıgı her parfumu eskı yada modern ayırmaksızın kullanmak gercekten benı sevındırıyor.
Sanırım aynı kafadayiz seninle bugün safarinin after shave olanini aldım. Hem eski hem de yeni gayet güzel ve sevilesi kolleksiyonum olmakta. Burun güzeli her zaman alıyor..
SilPolo classic ve safari bu iki koku ralph lauren markasının çıkardığı diğer parfümlerden kalite olarak kat kat üstün parfümler bence. kokuları bugün ki trendy parfümlerden farklı belki herkese hitap etmeyecek tarzda belki ama burnunun kıymetini bilen, ona değer veren koku severler için mutlaka denenmesi gereken iki koku diye düşünüyorum, safari benim kör alış yaptığım ve hiç pişman olmadığım bir parfüm oldu ve bugüne kadar bir kişiden dahi kötü bir geri dönüş almadığımı belirtmek isterim.
YanıtlaSilParfüm merakı bugün sölemesi ayıp biraz alışveriş yaptım hilfiger den bide dedim son çıkan parfümü prep var bi deneyim parfüm ck free aynı çıktı ya okadar şaşırdımki bukadar benzerlik olmaz dedim içimden.:))
YanıtlaSilVolkan zaten markalar birbirlerinin aynı parfümler çıkarıyorlar artık. Bir parfüm çok tutunca diğerleri de benzerlerini üretiyorlar neredeyse. Tuhaf bir dönemdeyiz.
Silsen varya brader burunsuz ibişsin bence...sen gokunun k sinden de g sindende anlamıyon...git dior kokla sen zabah ağşam...
YanıtlaSilGokunun geeesi :-)
Silbig pony 2 red men nasıl peki koku güzelliği fark edilebilirliği ve de kalıcılığı 10 üzernden kaç acaba
YanıtlaSilBig Pony Red 2'yi ne yazık ki denemedim.
Silbn16 yşndayım peki bana önerebileceğiniz bi prfm varmı esmer tenliyim klıcılığı iyi kokusu gzl frkedileblir biprfm vrmı bide :D bynlrın hoşuna gden
YanıtlaSilPolo safari ye 10/6 vermek mi. Sizin kullanacağınız tarzda parfüm olmaması kokunun kalitesini düşürmez mesala dior homme benim kesinlikle kullanmayacağım bir parfümdür benim için fazla unisex dir. Ama dior homme için şunu her zaman söylerim parfüm olarak gerçekten çok çok kaliteli yapaylık hissi vermeyen bir parfümdür. Blogunuza ilk rastladığımda merakla bi 10-15 parfüm rastgele parfüm incelemenizi okumuştum sentetik kokuları sevmediğinizi anlamıştım kesinlikle ben de sevmem bu yüzden tavsiye alabileceğim bir blog olduğunu düşünmüştüm sonra genelde unisex parfüm dışındaki bildiğim kaliteli kokulara olumsuz yorumlarınızı gördüm sonradan ise polo safari ve polo crest e 10/5 -10/6 gibi puanlar görünce artık blog u kesinlikle takip etmem.
YanıtlaSil10 üzerinden verilen puan parfümün koku güzelliğine kalitesine değil. Koku güzelliği de göreceli olduğu için normaldir.
SilBen bu parfümü duty freede denedim. Çok tecrübeli bir parfümsever değilim ondan yazacaklarımı mazur görün. Parfüm bana baharat bombası gibi geldi. Spicebomb adı bu parfüme daha çok yakışırdı. Resmen çok baharatlı bir yemek kokluyor gibi hissettim kendimi. Genç arkadaşlar internetten alayım demesin. Kesinlikle denenmeli öyle alınmalı zaten herkesin taşıyabileceği bir parfüm de değil.
YanıtlaSilZaten yorumların kişisel görüş olduğunu her seferinde dile getiriyor. Safari'ye 6 vermesi, kokunun 6'lık olmasını değil, onun beğenisinin 6 olmasını ifade ediyor.
YanıtlaSilErkeklerin kullandığı tıraş köpüğü mü :) hocam kadınlar tıraş köpüğü kullanıyor da bizim haberimiz mi yok ! neyse konuya geçelim bir çok incelemenize katılmasamda bu incelemeniz katılıyorum ve 60 yaşının altında kimsenin kullanmamasını öneriyorum.
YanıtlaSilBora Sancaklı