Comme
des Garçons – Sequoia (2001) Markanın “Red” serisine mensup unisex parfümü.
Ana vatanı
Kuzey Amerika kıtası olan bir ağaç düşünün. Boyu 100 metreyi aşan. Gölgesi bile
400 metre civarında olan. Gövde çapı 16 metreye kadar ulaşan. Sürekli olarak
yeşil kalabilen. Dünyanın en uzun yaşayan ağaçlarından sayılan. Çok kalın
kabukları olan. Ve dünyanın en büyük ağaçları arasında yer alan.
Türkçeye
“Sekoya yada Mamut Ağacı” olarak çevrilen bu dev mucizenin asıl adı Sequoia. Bu
ağacın keşfi de oldukça ilginçmiş. Şöyleki:
Bir Sequoia ağacı.
1853 yılının
bir ilkbahar sabahı, karşısına çıkan bir ayıyı kovalayan altın arayıcısı
tarafından keşfedilmiş Sequoia ağacı. Adam 99 metreye kadar yükselen bu
ağaçlarla karşılaşınca o kadar hayret etmişti ki, takip ettiği ayıyı bile
unutmuş. Sequoia ismi,
hayatını bir kızılderili alfabesi hazırlamaya vakfeden Cherokee kabilesi reisi
Sequoia'ya izâfeten verilmiş. Bazı ağaçların ise 3.000 yıllık olduğu tahmin
ediliyormuş.
Bu akıl almaz
ağaçların bizi ilgilendiren kısmı ise bir parfüme isim babalığı yapması. İlginç
bir marka olan Comme des Garçons, 2000 yılından itibaren farklı bir konsept ile
karşımızda. Bu tarihten başlayarak her sene bir tema seçerek parfümlerini o
konsepte göre hazırlıyorlar. Mesela 2000 yılındaki parfümlerinin teması
“Leaves” idi. Bu seride beş parfüm yer aldı. 2001 yılında ikici teması ise
“Red” idi. Bu seride de beş parfüme imza attılar. Bugün inceleyeceğim Sequoia,
Red serisinin bir üyesi. Hatta Red serisinin en popüler üyesi bile diyebilirim.
Parfümümüz
odunsu olarak sınıflandırılmış. Kesinlikle doğru bence de. Sequoia’nın
başlangıcı karmaşık bir koku ile gerçekleşiyor. Açıklanan notalarına baktığımda
daha önce hiç içmediğim bir içki olan Rom var. Başlangıcındaki alkol benzeri
koku muhtemelen Rom’dan geliyor. Biraz da odunsular. Açılışını çok sevdiğimi
söyleyemem.
Bir süre sonra
alkol benzeri koku geri çekilirken odunsu karakter kendisini göstermeye
başlıyor. Orta notalar tartışmasız parfümün en beğenilesi ve zengin kısmı.
Kırmızı meyveler, reçine, kozalak, çam hafif bir tatlılık ile harmanlanmış. Çam
derken aklınıza Polo Classic gelmesin. Çok daha modern ve derin. Alt
notalarında ise orta notalarındaki zenginlik ve şamata kalmıyor. Çok sade bir
tütsü benzeri odunsu koku derinlerden kendisini hissettiriyor. Parfümün
notaları arasında “Öd Ağacı”da var. Son kısım büyük ihtimalle öd ağacına
ayrılmış. Fakat bu bölümde parfüm o kadar zayıflıyor ki hissetmek güç.
Sequoia,
ismini bir ağaçtan aldığını bize gayet güçlü bir şekilde hissettiriyor. Parfüm
neredeyse odunsu-ağaçsı kokular üzerine inşa edilmiş. Diğer unsurlar yardımcı
oyuncu gibi. Tabiki burada aromatik ağaçsı kokulardan bahsediyorum. Sert ve
keskin değiller hiçbir zaman.
Bu parfümü
daha ilk denediğimde bir kokuya çok benzediğini anladım. Uzun süre düşündüm ve
sonunda buldum. Geçtiğimiz aylarda denediğim Serge Lutens – Fille en Aiguilles’i
andırıyor. Ama Sequoia onun kadar başarılı ve etkileyici değil. Serge Lutens’in
kokusu çok daha kaliteli ve harmanı güçlü.
Sequoia
ortalama üzeri bir modern, aromatik odunsu kombinasyon. Ana akım markalardan
bir basamak yukarıda gibi görünüyorsa da çok yüksek kaliteli bir parfüm hissi
vermedi bana. Koku güzelliği anlamında da harikalar yaratmıyor. Yine de bu
tarzın meraklılarının oldukça seveceğini düşünüyorum. Denemeden almak çok iyi
bir fikir değil.
Parfümün
tasarımını genellikle niche markalar için çalışan Bertrand Duchaufour yapmış.
Unisex olarak sunulmuş. İçeriğindeki yüksek miktarda odunsu notalar sayesinde
erkek kullanımına daha yakın görünüyor. Sonbahar-kış mevsimine uyacak gibi.
Yazın biraz rahatsız edici olabilir.
Artıları:
+ Orta
notaları çok zengin ve ilginç.
+ Ağaçsı,
çamsı, tütsümsü kokuları seviyorsanız sizi tatmin edecektir.
Eksileri:
- Başlangıcını
çok sevmedim.
- Büyük boy
şişesi alınacak kadar enteresan gelmedi.
- Fiyatı yüksek.
Koku
Güzelliği:10/7
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder