19 Aralık 2011 Pazartesi

Caron - Caron Pour Un Homme (1934)


Caron - Caron Pour Un Homme (1934) Markanın ilk erkek parfümü.

Türkçemizde “Asırlık Çınar” diye çok güzel bir deyim var. Yabancı dillerde tam karşılığı var mı bilmiyorum. Bir olguyu böylesine kısa yoldan anlatan bu söze uygun bir marka Caron. 1904 yılında kurulmuş dünyanın en eski parfüm üreticilerinden birisi. Ülkemizde çok bilinmese de yurtdışındaki parfüm platformlarında ismi sıkça geçiyor. Aslında bir anlamda tarihlerine ve kökenlerine de sahip çıkıyor batılılar bu yolla. Değerlerini karalamıyorlar. Alay etmiyorlar. Saygı duyuyorlar.

Biz ise bütün tarihimizi ve kişileri tartışıyoruz. Bunu da ne yazık ki doğru dürüst değil de kırarak, zarar vererek yapıyoruz. Oysaki Amerikalılar ülkenin kurucularından olan George Washington’u tartışayım demiyor. Yada Fransa Napolyon Bonapard’ı tartışmaya açalım diye düşünmüyor. Ülkemizde ise Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarından tutun da Osmanlı padişahlarına kadar herşey didiklenmeye çalışılıyor. Hakaretler ediliyor. Kaba bir şekilde itham ediliyor. Değerlerimiz aşınıyor. İtibarları azaltılıyor bilmeden de olsa. Yoksa birileri bizi bu yapay gündemlerle fena halde kandırıyor mu?

Bence ulus olarak en büyük eksiklerimizden birisi ne yazık ki tarihi hemen unutmak. Hatta 3-5 yıl öncesini bile çabucak unutuyoruz. Oysa ilgimi çeken bir şey Guerlain, Creed, Caron gibi kozmetik ve parfüm şirketlerini bile batılılar el üstünde tutuyorlar. Böylece bu köklü markalar yüzyıllara meydan okuyor. Oysa Türkiye’nin bırakın bir dünya çapında parfüm markasını, kaç tane başka alanda ismi duyulan ve kabul görmüş markası var. Çünkü unutuyoruz. Herşeyi unutuyoruz. Okumak yerine ise artık konusuzluktan lastik gibi uzatılan dizi filmleri seyredip, kim star olacak türü insanların zihinlerini uyuşturan yarışmalar izliyoruz. Belki de bu ülkede hayat yeterince zor olduğundan reyting rekorları kırıyorlar. İnsanlar günlük hayatın acımasızlığından kaçacak yer arıyorlar iki saatliğine de olsa. Kim bilir.

Konumuza dönelim hemen. İşte 1934 yılından beri üretilen bir parfüm Caron Pour Un Homme karşımızda. Artık onun için erkek parfüm klasiklerinden diyebiliriz. Adeta zamana meydan okuyor. Peki kokusu nasıl. Geçelim eserimize.

Caron Pour Un Homme genel olarak basit bir yapıda. Başından sonuna kadar çok büyük değişim göstermiyor. Düz bir çizgide ilerliyor. İlk sıkıldığında biraz “kirli” bir lavanta size karşılıyor. Daha sonra tatlı bir lavanta direksiyona geçiyor. Bir süre sonra da hafif pudralı bir vanilya ekleniyor. Alt notalarda da biraz tatlı misk. Evet bu parfüm için kısaca “lavanta ve vanilya” kombinasyonu diyebiliriz. Genel olarak tatlı bir kokusu var.  

Birçok kere parfümlerde lavanta kokusunu pek sevmediğimi söylemişimdir. Burada doğal ve başarılı bir lavanta kullanımı var. Ayrıca benim sevdiğim bir element olan vanilya ile birlikteliği de fena değil. Fakat benim için yine de fazla lavantalı. Eğer tatlı bir lavanta kokusu seviyorsanız Caron Pour Un Homme vazgeçemeyeceğiniz arkadaşlarınızdan olacaktır. Eğer sevmiyorsanız da pek yaklaşmayın derim.

Birde işin diğer bir yönüne bakalım. 1934 yılında çıkarılmış bir parfümün “eski” kokma gibi bir durumu olabilir. Peki bir parfüm nasıl “eski” kokar? Bu soruya benim cevabım günümüzün modern parfüm trendlerine uymayan bir parfüm “eski” kokar olacaktır. Çünkü o zamanın koku beğenileri muhtemelen çok farklıydı. Ben böyle yaftaları her zaman reddetsem de birçok kişi bu parfümü “modası geçmiş” bulabilir. Evet kokusu pek günümüzdeki parfümler gibi değil ama “eski” koktuğunu ise kesinlikle söyleyemeyiz. Bence tatlı lavanta ve vanilyalı tarzıyla hala birçok kişinin sevebileceği bir yerde duruyor. Özellikle de yaşı 35’in üzerindeki erkeklerin imdadına yetişecektir. Bu anlamda “eski” değil de “olgun” diyebilirim kokusu için. Anlaşılacağı üzere genç arkadaşların pek hoşlarına gitmeyeceğini düşündüğüm parfümlerden.

Kalıcılığı kıyafet üzerinde gayet yeterli. Bir gün civarı montumdan kokusu hafif hafif hissediliyor. Farkedilirliği ise tam olması gerektiği gibi. Ne çok baskın ve saldırgan, ne de çekingen. Sonbahar-kış mevsimi için daha uygun olacaktır. 35 yaş altı arkadaşlara tavsiye etmem.

Artıları:
+ Dünya parfüm endüstrisinin klasikler arasındaki eserlerinden birisi.
+ Alınmasa bile denenmesi gerek diye düşünüyorum.
+ Tatlı lavanta ve vanilya seven erkekler için iyi bir seçenek.

Eksileri:
- Bütün lavanta baskın parfümler gibi denemeden alınmaması gerek. Herkese uyabilecek bir kokusu yok.
- Başlangıcı biraz lavantalı traş köpüklerini hatırlattı bana.

Koku Güzelliği:10/6   Kalıcılık:10/7   Farkedilirlik:10/6

9 yorum:

  1. parfümün açılışındaki o kirli lavantayı atlattıktan sonrası keyifli bir koku, hafif tatlı bir lavanta ve ona eşlik eden doğal bir vanilya kokusu, vanilya derken günümüz parfümlerindeki gibi bayık, adamı şeker komasına sokan vanilyalardan değil gayet yumuşak, güzel keyifli bir koku. ağırbaşlı, centilmen bir havası var.

    YanıtlaSil
  2. Bence çok farklı bir eser var karşımızda ! Tabii bana göre :) ama çok güzel bir koku ve beni mest etti gerçekten. Kendimi çok özel hissettim parfümü sıkınca. Frank Sanatra bu parfümü kullanmış olabilir diye düşünüyorum ama bilemiyorum okadar klas bir çizgisi var. Lavanta ve vanilia bukadar güzel kokabilir. Tama net açıklayamasam da zamanın ötesinde bir parfüm diyebilirim ama ben çok sevdim ve maasculen parfüm severlere tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
  3. bella mola da 200 ml'i 100 tl aslında evde lavanta kokuları hep tercih etmişimdir yaş da 38 aslında benlik gibi duruyor ama kış zamanını sanırım beklemek gerek..

    YanıtlaSil
  4. Bu parfümü farklı kılan muazzam bir kokuya sahip olmasından ziyade, eşi benzeri olmayan bir kokuya sahip olması olabilir. Lavantanın yanında siyah gül algılanıyor. Seveni pek çıkmayabilir, ama bence çok hoş bir koku.

    YanıtlaSil
  5. Bugun şöyle bir baktım Luca TURİN 5 yıldız vermiş bu kokuya. Adama birkere daha inandım.

    YanıtlaSil
  6. Bu fiyata bu kalite parfüm. Bence third man den çok çok daha iyi. Ama denmeden kesinlikle alınmamalı. Ben bu parfümde içeriğinde yazmasa bile özellikle orta ve alt notalarında baskın bir şekilde tonka fasülyesini algılıyorum.Caron sitesinde bu parfümün güncel bir versiyonu daha var, bilginize

    YanıtlaSil
  7. Bu bahsedilen lavanta,oda kokularındaki lavanta tarzında mı kokuyor?

    YanıtlaSil
  8. Tozlu, eski tarz kokuları her zaman sevmişimdir..the thirdman'i yurt dışından getirttikten sonra çok sevip,caron parfümlerini gözüm kapalı alabileceğime karar verdim..iyiki de öyle yapmışım çünkü bu kokuyu the thirdman'den de çok sevdim (iyi ki yatagan'ın yalnızca tester'ını getirmişim, o bir istisna :) ) Bu parfümün açılışında kullanılmış olan lavanta sanki yağmurlu bir günün ertesinde değilde, haftalardır yağmur ve su yüzü görmemiş tarlalardan toplanmış gibi kupkuru bir yapıya sahip..onun geriye çekilmesiyle yavaş yavaş ortaya çıkan ve kontrolü ele alan vanilya ise son derece erkeksi, günümüz vanilyalı parfümleri gibi mide bulandıracak derece tatlılıkta da değil..başarılı bir parfüm yaratmanın yolunun yalnızca kompleks yani birçok elementten meydana gelmesi gerektiğini düşünüyorsanız bence yanılıyor olma ihtimaliniz yüksek..bence az ama değerli bir iki nota da bazen sizi aynı yere götürebilir..yani aynı anda basit ve de şık olunabilir..

    YanıtlaSil