Amouage – Jubilation XXV (2008) Markanın erkek parfümü.
Bugün sizlere küçük bir Ortadoğu ülkesinden bahsedeceğim. Arap yarımadasının en ucunda bulunan Umman, topraklarının büyük çoğunluğu çöl olan bir ülke. Nüfusu ise İstanbul’dan az. Bir ülke için Allah tarafından verilebilecek en güzel hediye topraklarının altında bulunuyor. Tahmin ettiğiniz gibi büyük miktardaki petrol ve doğalgaz bu küçük ülkenin kaderini diğer Arap ülkeleri gibi değiştirmiş. Bize halen tuhaf gelen bir şekilde krallıkla yönetiliyor Umman. Batı pazarlarına akan petrolü sayesinde zenginleşen bu şanslı ülkenin sultanı, 1983 yılında ilginç bir karar alıyor.
Umman sultanı Kabus bin Seyit el Ebu Seyd, 1983 yılında hem kendi iktidarını hem de ülkesinin itibarını arttırmak için yardımcılarına bir parfüm markası oluşturmaları emrini verir. Üretilecek parfümler için hiçbir masraftan kaçınılmamasını ister. Ayrıca ortaya çıkacak kokuların Umman’da yetişen, gül, tütsü, mür ve amber ağırlıklı olmasını özellikle belirtir. Hatta bu bitkilerin çoğunun Umman’ın dağlarından toplanmasını emreder.
Böylece 1983 yılında Amouage markasının temelleri atılır. Tabiki böyle üst düzey parfümler yapabilmek için dünyanın en önemli parfüm tasarımcıları araştırılır. Sonuç olarak Hermes, Dior, Rochas gibi markalar için parfümler tasarlayan Guy Robert’e ulaşılır. Böylece Amouage – Gold 1983 yılında üretilir. Daha sonra da başka parfümler tabiki. Tarihler 2008 yılını gösterdiğinde Jubilation XXV ortaya çıkar. Markanın kuruluşunun 25. yılı kapsamında bu isimle piyasaya sunulur. Adeta bir zafer kutlamasıdır Jubilation 25.
Parfüme geçmeden önce kısa bir Amouage bilgilendirmesi yapmalıyım. Çünkü bu kullandığım ve incelediğim ilk Amouage. Bu marka ultra-lüks diyebileceğimiz bir kategoride. Peki bu ne demek? Özellikle fiyat ve kalite anlamında dünyanın sayılı markalarından birisi. Gerek parfümlerinin içerikleri, gerek kullandıkları malzeme kalitesi, gerekse fiyatları ile dünya parfüm endüstrisinin en uç birkaç örneğinden birisi. Daha anlaşılır olması açısından şöyle örneklendireyim.
Bir Calvin Klein parfümü 30-50 dolarlık fiyatıyla ortalama bir yerlerde durur diyelim. Serge Lutens ise 90-150 dolar fiyat seviyesi ile lüks bir marka olarak sınıflanır. Amouage ise 200-300 dolarlık fiyatı ile en üst düzey birkaç markadan birisi. Zaten kendi internet sitelerinde Amouage parfümlerini devlet başkanlarının, kralların, ünlü sanatçılar gibi gelir düzeyi çok yüksek olan kişilerin kullandıklarına vurgu yapılıyor. O meşhur logolarının altındaki “The Gift Of Kings” ibaresi sanırım bir çok şeyi anlatıyor. Unutmadan bir not daha. Amouage, Umman devletinin resmi parfümü olarak da geçiyor. Hatta Umman kralı birçok yurtdışı gezisinde devlet başkanlarına hediye olarak Amouage parfümlerini hediye ettiği söyleniyor.
Geçelim parfümümüze. Markanın en sevilen, en çok ilgi gören, en çok konuşulan modeli olarak dikkati çekiyor Jubilation XXV. Tarz olarak oryantal-fujer olarak sınıflandırılmış. Koluma ilk sıktığımda burnuma gelen kokuyu anlamaya çalışıyorum. Oldukça tatlı bir portakal mı? Tatlı kırmızı meyveler? Tütün? Bizim ev ahalisine göre gelen koku tütün kolonyaları ve mentollü Vicks Vaporub karışımı gibi. Evet başlangıç biraz hacıyağlarını andırıyor. Ortadoğu merkezli bir parfüm evinin kokusunun biraz böyle etkiler taşıması kuşkusuz normal. Derin ve anlatması zor bir başlangıç. Daha ilk kısımda çok yüksek kaliteli bir kokuyla karşılacağımı anlıyorum. Açıklanan üst notalarına bakıyorum. Bu koku muhtemelen tatlı kırmızı meyveler, tütsü ve odunsulardan geliyor. Çok güçlü bir açılışı var. Zaten genel olarak agresif diyebileceğim bir yapıda.
Bir süre sonra neyseki biraz sakinleşiyor kokusu. Orta notalarda tatlı meyveler biraz daha öne çıkıyor. Ona tatlı baharatlar ve tütsü eşlik ediyor. Ama geri planda baharatlar. Asıl süpriz reçinemsi kokudan geliyor. Meyveli baharatların üzerinde sürekli reçinemsi odunsular bir hayalet gibi kokunun üzerinde dolaşıyor. Ara ara kendisini gösteriyor. Sonra kayboluyor. Orta notalarda gül de hissediyorum derinlerden. Bu kısım zaten tam bir şölen. Resmi geçit töreni gibi. Çok detaylı. Son bölümde gayet kompleks. Bu sefer başrole tatlımsı tütsü, odunsular ve amber geçiyor ve böylece tenden ayrılıyor. Genel olarak başından sonuna kadar abartılmamış bir tatlılık hakim.
Günümüzün modern, tatlı, baharatlı, odunsu oryantallerinin güzel örneklerinden birisi. Derin, çok katmanlı, gizemli ve çok lüks. Chergui ile birlikte bu tarzın en önemli temsilcilerinden birisi şüphesiz. Ünlü parfüm kritikçisi Luca Turin bu parfüm için “Gucci Pour Homme ile Gucci – Envy For Men arasında bir yerlerde” demiş. Aslına bakılırsa son bölümleri bana da Gucci Pour Homme’u anımsattı. Muhtemelen her iki parfümdeki tütsü ve odunsuların kullanılış şekli böyle bir izlenim yaratıyor. Fakat Jubilation XXV gerek kalite gerekse koku güzelliği anlamında Gucci Pour Homme’dan 1-2 gömlek üstün.
Jubilation XXV, bana kraliyet ailesinin ihtişamını hatırlatıyor. Karşımda çok gösterişli (sanırım bu parfüm için anahtar kelime gösteriş), detaylı, derin ve lüks bir parfüm var. Kendimi Umman kralının davetlisi olarak hayal ediyorum ister istemez. Sarayın şatafatlı bir odasında kalıyorum. Petro-dolarlar ile gelen zenginlik ve abartılı bir mimari. Odadaki birçok eşya altından yapılma. Bir taraftan odadaki birçok eşyanın altın olmasının ne anlamı var diye düşünürken buluyorum kendimi. Yoksa bu gösteriş aslında yüzyıllardan gelen ezilmişliğin dışavurumu mu? Yok bu kadar haksızlık etmemeliyim sanırım. Pencereyi açıyorum. Batmakta olan güneşe bakıyorum. Kıpkırmızı bir ufuk. Çölde batan güneşi seyretmek ne büyük bir zevk.
Şimdi de Hindistan’dayım. Gelir adaletsizliğinin en yüksek olduğu ülkelerden birisi. Bu durum kapitalizmin doğal sonucu muhtemelen. Bir tarafta devasa gökdelenler. Pahalı takım elbiseli işadamları Cartier mağazasından metresleri için hediye beğeniyorlar. Bir elbise 2000 dolar. Diğer tarafta ayda 100 dolar ile geçinmeye çalışan milyonlar. Aklına geçtimiz yıllarda Oscar ödüllerini silip süpüren “Slamdog Millionaire” filmi geliyor. O küçük yaştaki çocukların çaresizliği. Bunları düşünürken daldığı hayallerden müdürünün sesiyle uyanıyor Cartier mağazasının kapı görevlisi. En paralı müşterilerinden birisi geliyor karşı kaldırımdan. İnşallah bu sefer iyi bahşiş verir diye düşünüyor. Gülümseyerek kapıyı açıyor. Adam kendinden emin bir şekilde içeri giriyor. Girmesiyle de o müthiş parfüm kokusu başını döndürüyor kapı görevlisinin. O zaman bir parfümün insanları nasıl bu kadar etkileyebileceğini anlıyor.
Jubilation XXV’i kimler mi kullanır? Son on yılda zenginleşen Rus milyarderler. Belki de Chelsea kulübünün sahibi Roman Abramovich. Yada Suudi Arabistan kralı Abdullah bin Abdülaziz el Suud. Dünyanın en zengin kişilerinden Hintli demir-çelik kralı Lakshmi Mittal’ı da unutmamak lazım. Kimbilir belki de HSBC bankasının CEO’su.
Özellikle son yıllarda doğu kültürlerini merak eden batılılar, Amouage ve Montale gibi Ortadoğu kökenli parfüm markalarına büyük ilgi gösteriyorlar. Hemde çok yüksek fiyatlarına rağmen. Bizim gibi doğu ile güçlü bağları olan ülkelerin insanları bu parfümleri “hacıyağlarına” benzetebilirler. Şu da unutulmamalı ki batı ülkelerinde bizdeki gibi “hacıyağı” diye birşey yok. Onun içindir ki bu tür kokuları çok gizemli ve ilginç buluyorlar. Benim düşüncem bu yönde. Bunun için bizim ülkemizde çok sevilebilecek bir marka olduğunu sanmıyorum Amouage’ın. Parfümün tasarımcısı ise L’Artisan, Acqua di Parma, Comme des Garçons, Eau D’Italie, Penhaligon’s gibi niche markalar için bir sürü parfüm tasarlamış olan Bertrand Duchaufour olduğunu belirtmeliyim.
Eau de Parfum (EDP) olması kalıcılığını arttıran bir unsur. Tenimde 1-1.5 gün kadar kalarak bu konuda da iddialı olduğunu gösteriyor. Farkedilirliği ise başlarda çok yüksek. Fazla kullanmamak lazım. Yoksa boğucu olabilir. Oldukça güçlü ve yoğun bir yapısı olduğunu sanırım söylememe gerek yok. Erkek parfümü olmasına rağmen unisex kullanıma da uyacaktır. Tam bir sonbahar-kış parfümü. Yazın kullanmak ağır kaçacaktır. 3-4 fıstan fazla kullanmanızı tavsiye etmem.
Artıları:
+ Kendinizi kraliyet ailesinin bir üyesi gibi hissetmenin en ekonomik ve kestirme yolu bu parfümü kullanmak.
+ Çok kaliteli, çok lüks ve çok gösterişli. Parlayan bir yıldız adeta.
+ Kalıcılığı ve farkedilirliği gayet iyi. Bu konuda sizi üzmeyecektir.
+ Derin ve gizemli kokusu sizi kendinizden geçirebilir.
Eksileri:
- Orta notalardan itibaren ortaya çıkan reçine kokusu olmasa çok daha iyi olabilirmiş.
- Astronomik fiyatı.
Koku Güzelliği:10/9 Kalıcılık:10/8 Farkedilirlik:10/8
Bir Amouage satış mağazası